Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın 8 siyasal partiyi temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'u ziyaret etmelerinin ardından bir basın açıklaması düzenledi.
Günaydın, açıklamada; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toplanmama kararı almasına değinerek Meclisin 16 Ocak 2024 tarihine kadar fiilen çalışmasız bir döneme girdiğini ve bu durumun Türkiye'de konuyu bir yargı krizi olmaktan çıkartarak, derin bir demokrasi krizine dönüştürdüğünü belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'ın açıklamaları:
Bugün 8 siyasal partiyi temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'u ziyaret ettik. Biliyorsunuz 27 Aralık 2023 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanmama kararı alarak 16 Ocak 2024 tarihine kadar fiilen çatışmasız bir döneme girdi.
Bu zaman dilimi içerisinde Türkiye'de geçmişte başlayan yargı krizi bir başka boyut kazandı; Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ile ilgili olarak verdiği ikinci kez hak ihlali kararına karşı Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığını bir kez daha açıkça ilan etti. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarının içeriğine girecek değilim. Ancak bu mesele Türkiye'de konuyu bir yargı krizi olmaktan çıkartmış, derin bir demokrasi krizine dönüştürmüştür.
300'E YAKLAŞAN MİLLETVEKİLİNİN İRADESİ YOK SAYILIYOR
Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen 8 siyasal partinin 230 milletvekili adına, İYİ Parti'nin de imza atmayıp da toplantıya katılacağını bildirmesiyle 300'e yaklaşan milletvekilinin iradesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na 5 Ocak 2024 tarihli bir dilekçe sunarak, bu konuya ilişkin olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 9 Ocak'ta toplanmasına yönelik bir çağrı yapmıştık. Meclis Başkanlığı, 9 Ocak akşamı saat 18:30'da tarafımıza ulaşan bir yazılı irade ile Meclis'in toplanmasını uygun görmediğini ifade etti ve buna dayanak olarak da Anayasa'nın 93'üncü maddesi ile İçtüzüğün 7'nci maddesini gösterdi.
Arkadaşlar, tam olarak da Meclis'in toplanmasını gerektirir maddelerin hukuki dayanakları bunlardır. Çünkü her iki düzenlemede Türkiye Büyük Millet Meclisi ara verme ya da tatildeyken milletvekili sayısının beşte birinin imzasını taşıyan bir dilekçe ile başvurulması halinde Meclis'in olağanüstü toplanacağını amir hüküm olarak kayıt altına almaktadır. Meclis Başkanlığı'nın burada bir takdir yetkisi yoktur, bağlı yetkisi vardır.
Peki, neye dayanıyorlar? Efendim, Meclis fiilen bir ara vermede olmasına karşın bir toplanmama kararıymış bu, dolayısıyla bir ara verme ya da tatil kararı değilmiş. Ara verme ve tatil kararı olmadığına göre de İçtüzüğün 7'nci maddesi uyarınca bir toplanma söz konusu olmazmış.
YAZILI KURALLARIN ÖTESİNDE 100 YILI AŞMIŞ TARİHİ BULUNAN MECLİS'İN TEAMÜLLERİ VARDIR.
Önce hukuku dolanarak, iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde hukukun genel ilkelerini hiçe sayarak bir kararın oluşmasının son derece yanlış olduğunu ifade edelim. Ayrıca yazılı kuralların ötesinde bu 100 yılı aşmış tarihi bulunan Meclis'in teamülleri vardır. Nitekim 2 Ocak 2020 tarihinde Mustafa Şentop Başkanlığında Türkiye Büyük Millet Meclisi tam olarak benzer bir durumda Meclis Başkanı'nın çağrısıyla toplanabilmiştir. O gün toplanan Meclis'i bugün toplamak aslında sadece hukuki düzenlemelere değil, halkın iradesine de karşı çıkmak anlamına gelmektedir. Sadece yaşadığımız somut olaydan öte olmak üzere değerli basın mensupları, bu eğer bir içtihat haline gelirse, Türkiye'nin karşılaşabileceği en önemli olaylarda dahi Meclis'in refleksini ve müdahale gücünü önemli ölçüde geriye çeken ve hatta ortadan kaldıran bir uygulamaya dönüşecektir.
TEAMÜLE DÖNÜŞMEMESİ KONUSUNDA DA KARARLI TAVRIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ
Bu bağlamda, 9 Ocak tarihli yazıyı alır almaz ertesi sabah Meclis Başkanlığına yine yazılı bir başvuru yaparak bir randevu talep ettik. Randevu bugün saat 13:00'e verildi ve yine 8 partinin temsilcileri olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığını ziyaret ettik, görüşlerimizi çok açık bir şekilde kendisiyle paylaştık. Kendisi de yazılı olarak bize bildirdiği görüşleri aslında tekrar etti. İfade edelim ki biz uygulamaya, yazılı ve sözlü olarak bize ifade edilen hususlara hiçbir şekilde hukuken ya da siyaseten doğru bulmuyoruz ve bunlara bir değer atfetmiyoruz. Bu çerçevede temsil ettiğimiz partilerimizin ve milletvekillerimizin iradesi ortadadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toplanmamasına yönelik kararı bugün için protesto ediyoruz ve aynı zamanda bugün bunun bir teamüle dönüşmemesi konusunda da kararlı tavrımızı sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.
Şu anda yaptığımız basın toplantısından sonra sizlere dün hazırladığımız yazılı bildiri dağıtılacaktır. Arkasından da arkadaşlarımızla beraber bir yeni toplantı yaparak Meclis'in açılacağı 16 Ocak Salı günü uygulayacağımız tutumu kararlaştıracağız. Bugün için benim sizlere ifade edeceğim konular bunlardan ibarettir.
Teşekkür ederiz arkadaşlar, sağ olun.
Sosyal Medya Hesaplarımız