Edit Content

"Acemi Kalma Ustası"

Doç. Dr. Gökhan Günaydın

İstanbul Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili

Kamu görevlisi bir babanın sık çıkan tayinleri nedeniyle Anadolu’yu adeta karış karış dolaşan bir ailenin içinde büyüdüm. Bu bağlamda ilk, orta ve lise öğrenimimi Zile/Tokat, Sarıkamış/Kars, Tosya/Kastamonu, Aksaray/Niğde, Ereğli/Zonguldak ve Geyve/Sakarya ilçelerinde tamamladım.

İletişim

Sosyal Medya

  1. Home
  2. »
  3. TBMM
  4. »
  5. Meclis Gündemi
  6. »
  7. Akın Gürlek: O’nu AYM Kararlarını Tanımamasından Biliyoruz!
bu içeriği paylaşın;

Akın Gürlek: O’nu AYM Kararlarını Tanımamasından Biliyoruz!

Biz o Akın Gürlek'i Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamasından biliyoruz. Onun işinin ne olduğunu biz biliyoruz da Türkiye de yakında öğrenecek.
Yazı Boyutu:
14px
24px

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın 9 Ekim 2024 tarihinde Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında “Bakın, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi vardı. Adı neydi? Akın Gürlek. Biz o Akın Gürlek’i nereden biliyoruz? Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamakla biliyoruz. Siz bu insanı, AYM kararlarını tanımamayı marifet sayan bu insanı Adalet Yardımcısı yaptınız. Ya, bir adam Adalet Bakan Yardımcılığından tekrar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına döndürülür mü? Döndürülür, işi varsa döndürülür. Onun işinin ne olduğunu biz biliyoruz da Türkiye de yakında öğrenecek. Onun karşısında da dimdik duran bir demokrasi cephesi var, bunu da hep beraber göreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Doç Dr. Gökhan Günaydın’ın 9 Ekim 2024 – TBMM Genel Kurulu’ndaki değerlendirmeleri: 

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’nin gerçek gündemi açlık, yoksulluk, güvenlik sorunları, kadın cinayeti, çocuk cinayeti olmaya devam ediyor. Oysa biz Mecliste bir gün “İsrail bize saldıracak.” ertesi gün de “Anayasa yapalım, başka bir şeye gerek yok.” Nidalarıyla, bu hamasetle dolaşmaya devam ediyoruz.

Bakın, Narin kızımız öldürüleli 21 Ağustostan bu yana Ağustos geçti, Eylül geçti, Ekimin 9’u oldu; 20 haneli bir köyde bir cinayet henüz çözülemedi. O cinayetin siyasi bağlantısı var mı? O köy tarım gelirinden çok daha yüksek olan o ekonomik duruma nasıl kavuşmuş? Orada silah kaçakçılığı var mı? Bu sorulara ilişkin bir tek yanıt bulabildik mi? İstanbul’da iki kızımız vahşi bir şekilde katledildi. Tekirdağ’da küçücük çocuğumuz cinsel istismar sonucunda hayatını kaybetti. Denilebilir ki: “Bunların hükûmetle ne alakası var?” Arkadaşlar, size unuttuğunuz bir özdeyişi hatırlatayım: ‘ın kıyısında kaybolan bir koyundan iktidar sorumludur, hükûmet sorumludur. Yirmi iki yıldır iktidardasınız, sizin kültür politikalarınız, sizin eğitim politikalarınız, sizin ve güvenlik politikalarınız, başka bir deyişle politikasızlığınız bu memleketi böylesine çürüttü. Bu bağlamda Türkiye her gün maalesef bu içimizi karartan haberlerle güne uyanıyor, geceyi kapatıyor.

Bir başka önemli konu, gıda denetimleri yapıldı, Türkiye’nin çok önemli bir köfte markasında, köftecisinde domuz eti bulundu. Diğer firmalar açıklandı, bu firma açıklanamıyor. Neymiş? Yürütmeyi durdurma ı almış. Diğerleri alamamış da bu niye almış yürütmeyi durdurma kararını? Bu yürütmeyi durdurma kararı çerçevesinde biz her gün bilmeden, o köfteciden içinde ne olduğunu bilmediğimiz köfteleri yemek zorunda mıyız? Böyle bir düzen olabilir mi? Tarımı çökerttiniz, gıda politikası da yerlerde maalesef sürünüyor.

Bakın arkadaşlar, bu memlekette enflasyon yüzde 70’lerin çok üzerindeydi TÜİK enflasyonu, bugün bize diyorsunuz ki: Yüzde 50 oldu. Peki, asgari ücret ne oldu? Ocakta 17.000 liraydı; şubatta, martta, nisanda 17.000 lira olmaya devam etti; mayısta, haziranda, temmuzda, ağustosta, eylülde 17.000 lira oldu, ekim oldu hâlâ 17.000; kasımda, aralıkta da 17.000 lira olacak ama diğer taraftan, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı yani ölmemek için tüketmek zorunda kaldığı gıda 19.830 TL ediyor. Yani bu memleketin çalışanının yarısını siz açlık sınırının altına mahkûm ettiniz. Emekli ne durumda? Ocakta, şubatta, martta 10.000 lira aldı; nisanda, mayısta, haziranda da 10.000 lira aldı, sonra lütfettiniz, 12.500 lira yaptınız; ağustosta, eylülde, ekimde, kasımda, aralıkta o 12.500 lira almaya devam edecek. O esnada enflasyon ne kadar? Yüzde 70, yüzde 60 yüzde 50 ama bu insanlar ne yapacaklarını bilemez hâlde, mutfaklarını kaynatamaz hâlde duruyorlar. Aynı anda ne olmuş biliyor musunuz? Aynı anda, mesela, Erdoğan’ın ordusunun ilk dört ayda harcaması 798 milyon TL olmuş. 798 milyon TL’yi bu düzeyden yıla döndürürseniz yıl bittiğinde yalnızca korumaları 2,5 milyar TL para harcanmış olacak. Yani parayı nereye harcadığınız ve nereye kıstığınız belli. Bir örnek daha vereyim parayı nereye harcıyorsunuz: projelerine harcadığınız para yüzde 1.012 artmış. Geçen yıl 56 milyar 824 milyon TL’yi yap-işlet-devrette garanti tutarı olarak ödemişsiniz. Yandaşlara, müteahhitlere gelince para sebil olarak veriliyor ancak vatandaşa gelince para yok.

Tabii, bir de şunu söyleyelim, buna elbette ve mutlaka liyakatsizliğin eşlik etmesi lazım: Bakın, vardı. Adı neydi? Akın Gürlek. Biz o Akın Gürlek’i nereden biliyoruz? Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamakla biliyoruz.

“AKIN GÜRLEK’İN İŞİNİN NE OLDUĞUNU BİZ BİLİYORUZ DA TÜRKİYE DE YAKINDA ÖĞRENECEK”

Siz bu insanı, AYM kararlarını tanımamayı marifet sayan bu insanı Adalet Bakan Yardımcısı yaptınız. Ya, bir adam Adalet Bakan Yardımcılığından tekrar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına döndürülür mü? Döndürülür, işi varsa döndürülür. Onun işinin ne olduğunu biz biliyoruz da Türkiye de yakında öğrenecek. Onun karşısında da dimdik duran bir demokrasi cephesi var, bunu da hep beraber göreceğiz.

Şimdi, bakın, birkaç örnek daha vereceğim. Bir Ankara Üniversitesi Rektörü var. Bu insan 23, 24, 25, 26’ncı Dönem AKP milletvekilliği yaptı, milletvekilliği 2019’da bitti. E, gariban işsiz mi kalsın? 2020’de Ankara Üniversitesi Rektörü, dört yıl; 2024’te bir dört yıl daha atadık; sonra onun kızını sınavsız, mülakatsız getirdiniz Türkiye Büyük Millet Meclisine Daire Başkanı yaptınız. Şimdi o ne yapmış?

Ankara Üniversitesine ait 10 taşınmaz parseli bir vakfa peşkeş çekmiş, üstelik de o vakfa devrettiği arazilerin internetini, suyunu Ankara Üniversitesi ödemeye devam etmiş.

Bir başka örnek: 2017-2019 arasında Murat Zorluoğlu Van Valisi, sonra Van Belediyesi kayyumu, arkasından 2019-2024 Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’den; şimdi, Büyükşehir Belediye Başkanlığı biter bitmez, 22 Nisan 2024’te İçişleri Bakanlığı müfettişi ve yalnızca üç ay sonra da 10 Temmuz 2024’te Diyarbakır Valisi. Bir de önemsiz böyle bir haber: İşte, aldığı bazı malzemelerin faturasını belediyeye ödetiyormuş. Arkadaşlar, liyakatsizliğe bunun eşlik etmesinden daha doğal bir şey yoktur.

Şimdi, şunu çok açık söyleyelim: Bu memleket bu ekonomik zorluklarla karşılaşırken, Türkiye dünyanın 20’nci büyük ekonomisi olmasına rağmen yurttaşlar bir fakruzaruret içerisinde iktisadi koşullar altında yaşarken parayı bir yerden kısıyorsunuz, öbür yere aktarıyorsunuz ama bunları yapabilmek için de aslında liyakatli olmayan, yalnızca sadakatiyle öne çıkan insanları rektör yapıyorsunuz, vali yapıyorsunuz, Türkiye’nin en önemli görevlerine getiriyorsunuz. Bu lale devri bitecek, üstelik de bu lale devri bugüne kadar size oy vermiş vatandaşın “Yeter artık.” demesiyle bitecek.

Herkese teşekkür ediyorum.

 

Abone Olun:
➤ Youtube: @gokhangunaydin06

Resmi Site:
➤ Web: gokhangunaydin.net

Takip edin:
➤ Twitter: gunaydingokhan
➤ Facebook: gokhangunaydin06
➤ Instagram: gokhangunaydin06
➤ TikTok: @gokhangunaydin06
➤ Youtube: @gokhangunaydin06

Bu İçerik 115 Kez Görüntülendi.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Bu Sayfayı Paylaşın

Faydalı Linkler

Abonelik

© 2024, Gökhan Günaydın. Tüm Hakları Saklıdır.