CHP Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın, Murat Emir ve Ali Mahir Başarır, Cumhuriyet Savcısını makamında ölümle tehdit edebilen, ihbarlara rağmen insanlık dışı faaliyetlerini yıllarca sürdüren kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak bilinen çetenin iddianameye yansımayan siyasi bağlantılarının ortaya çıkarılması amacıyla Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını TBMM Başkanlığı’na sundukları araştırma önergesiyle talep ettiler.
CHP Grup Başkanvekilleri TBMM Başkanlığına sundukları araştırma önergesinde “TBMM, “olay yargıya intikal etmiştir” gerekçesiyle bu skandala seyirci kalamaz. Para için yenidoğan bebekleri öldüren, Cumhuriyet Savcısını makamında ölümle tehdit edebilen, ihbarlara rağmen insanlık dışı faaliyetlerini yıllarca sürdüren çetenin, iddianameye yansımayan siyasi bağlantılarının ortaya çıkarılması gerekmektedir. İktidarın uyguladığı Sağlıkta Dönüşüm Projesinin sağlığı bir insan hakkı ve kamu hizmeti olmaktan çıkarıp ticari bir meta haline getirmesinin de bu tür vicdansızlıklara yol açtığı bilinmektedir. İktidarın sağlık politikasının da bu açıdan TBMM tarafından araştırılması gerekmektedir.” ifadelerine yer verdiler.
Günaydın, Emir ve Başarır önergede şunları dile getirdiler:
“Bakanlık skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte kamuoyu baskısına dayanamamış, suçlanan 19 özel hastaneden 10’unun ruhsatını 19 Ekim günü iptal etmiştir. İddianamede ve müfettiş raporunda suçlu olduğu belirtilen diğer hastanelerle ilgili bir işlem yapılmamıştır. Adı geçen hastanelerden birinin eski Sağlık Bakanına ait olması da manidardır. Bakanlık, SGK ve diğer makamların özel sağlık kuruluşlarıyla ilgili denetim görevlerini ihmal ettiği ortadadır.”
→ Yenidoğan Çetesi İle İlgili Araştırma Önergemiz (21.10.2024)
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye, tarihinin en büyük sağlık skandallarından biriyle çalkalanmaktadır. Bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan, bu yolla haksız kazanç elde eden çeteyle ilgili bilgiler ülkede infiale neden olmuştur.
Bazı mensupları tutuklanıp, haklarında iddianame düzenlense de çetenin, yıllardır sürdürdüğü faaliyetleriyle ilgili yapılan çok sayıda ihbarın yıllarca dikkate alınmaması, suça karışan hastanelerin büyük kısmının ruhsatlarının daha düne kadar iptal edilmemesi, eski Sağlık Bakanının bir hastanesinin de bu amaçla kullanılması ve mevcut Bakanın bu suçların işlendiği dönemde İstanbul Sağlık İl Müdürü olarak görev yapması skandalın siyasi ayağının olduğunu da göstermektedir.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Mayıs 2023 tarihinde başlatılan soruşturmaya kadar başta Bakanlık ve SGK olmak üzere resmi kuruluşların çetenin faaliyetlerine uzun süre seyirci kalmaları, olay ortaya çıkarıldıktan sonra da müdahale etmekte yetersiz ve geç kalmaları belki de onlarca bebeğin ölümüne neden olmuştur.
Zanlıların Avukatı A.A’nın, önce telefonla sonra da makamında görüştüğü soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Y.E’yi, “ölümle ve ailesine zarar verilmekle” tehdit ettiği bilinmektedir. Cumhuriyet Savcısını makamında tehdit edebilecek kadar güç sahibi olduğu anlaşılan çetenin bu cesareti başka güçlerden aldığı kuşkusuzdur.
Yönetmeliğe aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında çok sayıda hastanede doktor yerine hemşire ve hemşire yardımcıları ile hizmet veren çete, 112 Acil Çağrı Merkezine de sızarak bebekler hakkında bilgi almıştır. Bebeklerin hastanelerde uzun süreler kalmasını sağlayarak SGK’den yüksek miktarda ödeme alan çetenin, yenidoğan bebeklerde kullanılması gereken, yaklaşık 10 bin TL‘lik Kurosur adlı ilacı kullanılmış gibi göstererek ilaç korsanlarına sattığı ortaya çıkarılmıştır. İlaç için SGK’ya sahte faturalar düzenleyen çete uygun olmayan tedavi yöntemleri kullanılarak yenidoğan bebekleri öldürmüştür.
Çetenin özel hastaneleri kullanarak işlediği suçun ortaya çıkarılamamasında Bakanlık, SGK ve diğer kurumların ihmali bulunmaktadır. Bakanlık, olay ortaya çıkarıldıktan sonra bile sorumlu hastanelerin ruhsatını iptal etmemiş, SGK bu hastanelerle olan sözleşmelerini devam ettirmiştir.
Bakanlık Müfettişlerince hazırlanan raporda, bebeklerin ölümünde hastaneler, doktorlar ve hemşirelerin sorumluluğu olduğu belirtilmiştir. Soruşturmanın başlatılmasından bir yıl sonra yazılan iddianamede malen sorumlu olarak yer alan 19 özel hastaneden yalnızca ikisinin faaliyetleri askıya alınmıştır.
Bu hastanelerden bazılarına, Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü (TÜSKA) tarafından “Sağlıkta Akreditasyon Standartları (SAS) Belgesi verilmiştir.
Bakanlık skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte kamuoyu baskısına dayanamamış, suçlanan 19 özel hastaneden 10’unun ruhsatını 19 Ekim günü iptal etmiştir. İddianamede ve müfettiş raporunda suçlu olduğu belirtilen diğer hastanelerle ilgili bir işlem yapılmamıştır. Adı geçen hastanelerden birinin eski Sağlık Bakanına ait olması da manidardır.
Bakanlık, SGK ve diğer makamların özel sağlık kuruluşlarıyla ilgili denetim görevlerini ihmal ettiği ortadadır.
TBMM, “olay yargıya intikal etmiştir” gerekçesiyle bu skandala seyirci kalamaz. Para için yenidoğan bebekleri öldüren, Cumhuriyet Savcısını makamında ölümle tehdit edebilen, ihbarlara rağmen insanlık dışı faaliyetlerini yıllarca sürdüren çetenin, iddianameye yansımayan siyasi bağlantılarının ortaya çıkarılması gerekmektedir. İktidarın uyguladığı Sağlıkta Dönüşüm Projesinin sağlığı bir insan hakkı ve kamu hizmeti olmaktan çıkarıp ticari bir meta haline getirmesinin de bu tür vicdansızlıklara yol açtığı bilinmektedir. İktidarın sağlık politikasının da bu açıdan TBMM tarafından araştırılması gerekmektedir. Bu nedenlerle bir Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
Murat EMİR
Ankara Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN
İstanbul Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
Ali Mahir BAŞARIR
Mersin Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
Abone Olun:
➤ Youtube: @gokhangunaydin06
Resmi Site:
➤ Web: gokhangunaydin.net
Takip edin:
➤ Twitter: gunaydingokhan
➤ Facebook: gokhangunaydin06
➤ Instagram: gokhangunaydin06
➤ TikTok: @gokhangunaydin06
➤ Youtube: @gokhangunaydin06
Sosyal Medya Hesaplarımız