CHP Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın, Murat Emir ve Ali Mahir Başarır ‘Basın Bayramı’ ile ilgili Meclis’te araştırma komisyonu kurulması istemiyle önerge verdi.
CHP Grup Başkanvekilleri önergede; TBMM Başkanlığına sunduğu önergede “Yıllarca “Basın Bayramı” olarak kutlanan ama artık “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü Mücadele Günü” olarak anılan 24 Temmuz~ 116 yıl önce istibdada karşı ilk kez sansürcülerin gazete binalarına alınmadığı ve gazetecilerin sayfalarını bu sansürcülere göstermeden yayınladığı gün olduğu için Türk basın tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.” ifadelerine yer verdiler.
Günaydın, Emir ve Başarır önergenin gerekçesinde şunları dile getirdiler:
“Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir, halkın haber alma özgürlüğüdür. Basının özgürce çalışabilmesi, toplumu bilgilendirme ve kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirebilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Ancak bugün sansür birçok şekliyle gazeteciliği tehdit eder hale gelmiştir. Patronların siyasetle ilişkisi, gazetecilerin sendikasızlaştırılması, gazetecilerin kazanılmış haklarının her geçen gün yok edilmesi, güvencesiz ve düşük ücretlerle çalıştırılması, haber yazdığında başına bir iş geleceği endişesi, hak ettiği halde basın kartı verilmemesi, davalar, soruşturmalar, tutuklamalar da bir çeşit sansürdür. Çağdaş Gazeteciler Derneği, “Türkiye, AKP iktidarı ile gazetecilik için belki de Abdülhamit döneminin ardından sansürün en çok uygulandığı ve kurumsallaştığı dönemi yaşamaktadır” demektedir.”
CHP’li Grup Başkanvekilleri; basın mensuplarına yönelik baskı ve tehditlere karşı basının özgürce çalışabilmesi, basın özgürlüğünün önündeki yasal ve fiili engellerin belirlenerek bunların kaldırılmasına ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin yapılabilmesi ve bu denetim mekanizmalarının güçlendirilmesinin belirlenmesi amacıyla TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını talep ettiler.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Yıllarca “Basın Bayramı” olarak kutlanan ama artık “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü Mücadele Günü” olarak anılan 24 Temmuz~ 116 yıl önce istibdada karşı ilk kez sansürcülerin gazete binalarına alınmadığı ve gazetecilerin sayfalarını bu sansürcülere göstermeden yayınladığı gün olduğu için Türk basın tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir, halkın haber alma özgürlüğüdür. Basının özgürce çalışabilmesi, toplumu bilgilendirme ve kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirebilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Ancak bugün sansür birçok şekliyle gazeteciliği tehdit eder hale gelmiştir. Patronların siyasetle ilişkisi, gazetecilerin sendikasızlaştırılması, gazetecilerin kazanılmış haklarının her geçen gün yok edilmesi, güvencesiz ve düşük ücretlerle çalıştırılması, haber yazdığında başına bir iş geleceği endişesi, hak ettiği halde basın kartı verilmemesi, davalar, soruşturmalar, tutuklamalar da bir çeşit sansürdür. Çağdaş Gazeteciler Derneği, “Türkiye, AKP iktidarı ile gazetecilik için belki de Abdülhamit döneminin ardından sansürün en çok uygulandığı ve kurumsallaştığı dönemi yaşamaktadır” demektedir.
Bugün gazeteciler, ekonomik ve siyasi baskıların yanında siyasallaşan yargıyla tehdit edilmekte, ifade ve basın özgürlüğü için büyük bir mücadele vermektedir. AKP’li yıllarda baskılar, tehditler, hedef göstermeler artmıştır. Bunun son örneği 23 Temmuz 2024 tarihinde yaşanmış, AKP iktidarıyla yol yürüyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetecilere yönelik tehditkar açıklamalarda bulunmuştur. Elinde bulunan bir dosyada 154 kişinin ismi olduğunu – ki kamuoyuna açıklandığı kadarıyla bu isimlerden 63 ‘ünün gazeteci olduğu görülmektedir – bu kişilerle ilgili de günü geldiğinde eyleme geçeceklerini belirten Bahçeli, “Hesaplaşacağız” demiştir. Bu sözler basının siyasal iktidar ve siyasallaşan yargı tarafından baskı altına alınma çabalarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu baskılar, gazetecilerin mesleklerini özgürce yerine getirmelerini engellemekte ve toplumu doğru bilgilendirme görevlerini yerine getirmelerini zorlaştırmaktadır.
RTÜK siyasi iktidarla aynı görüşü paylaşmayan bağımsız televizyon kanallarına siyasi gerekçelerle milyonlarca liralık para cezaları ve yayın durdurma cezaları vererek baskı altına almaya çalışmaktadır. Öte yandan Basın İlan Kurumu BİK ilan kesme yaptırımıyla tarafsız gazeteleri ekonomik baskı altında tutmaya çalışmaktadır. Bağımsız ve özerk olması gereken bu iki kurum Sarayın emir ve komuta zinciri altına alınmış, basın özgürlüğünün üzerinde bir sopa haline gelmiştir. Öte yandan bazı gazetelerin manşetlerine bazı kamu görevlileri karar verir olmuştur.
Toplumsal açıdan büyük önem taşıyan, demokratik ve adil bir ülke için gerekli olan basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir Araştırma Komisyonu kurulması önem taşımaktadır. Bu amaçla; basın mensuplarına yönelik baskı ve tehditlere karşı basının özgürce çalışabilmesi, basın özgürlüğünün önündeki yasal ve fiili engellerin belirlenerek bunların kaldırılmasına ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin yapılabilmesi ve bu denetim mekanizmalarının güçlendirilmesinin belirlenmesi için Anayasa’nın 98’inci, TBMM İçtüzüğü‘nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. 24.07.2024
Murat EMİR
Ankara Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN
İstanbul Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
Ali Mahir BAŞARIR
Mersin Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
→ Araştırma Önergemiz (24.07.2024)
Abone Olun:
➤ Youtube: @gokhangunaydin06
Resmi Site:
➤ Web: gokhangunaydin.net
Takip edin:
➤ Twitter: gunaydingokhan
➤ Facebook: gokhangunaydin06
➤ Instagram: gokhangunaydin06
➤ TikTok: @gokhangunaydin06
➤ Youtube: @gokhangunaydin06
Sosyal Medya Hesaplarımız