Edit Content

"Acemi Kalma Ustası"

Doç. Dr. Gökhan Günaydın

İstanbul Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili

Kamu görevlisi bir babanın sık çıkan tayinleri nedeniyle Anadolu’yu adeta karış karış dolaşan bir ailenin içinde büyüdüm. Bu bağlamda ilk, orta ve lise öğrenimimi Zile/Tokat, Sarıkamış/Kars, Tosya/Kastamonu, Aksaray/Niğde, Ereğli/Zonguldak ve Geyve/Sakarya ilçelerinde tamamladım.

İletişim

Sosyal Medya

  1. Home
  2. »
  3. TBMM
  4. »
  5. AYM Başvuruları
  6. »
  7. Bu, Son Serece Önemli Bir Yıkım Yasasıdır!..
bu içeriği paylaşın;

Bu, Son Serece Önemli Bir Yıkım Yasasıdır!..

Cumhur İttifakı dışındaki partiler ile bağımsız milletvekilerinin de bulunduğu 260 milletvekilinin imzasıyla zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı kanunun yürürlüğünü durdurma ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldı.
Yazı Boyutu:
12px
32px

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Anayasa Mahkemesi’ne iki önemli görev düşüyor. Lütfen öncelikle ve derhal yürütmeyi durdurma kararı veriniz ve arkasından da gecikmeksizin iptal kararını veriniz. Bu memleket hepimizin. Toprağımıza, suyumuza, meramıza, ormanımıza, zeytinimize sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

CHP, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, DEVA Partisi, Emek Partisi, Gelecek Partisi, DEM Parti, İYİ Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşil Sol Parti ve 5 bağımsız miletvekilinin bulunduğu toplam 260 milletvekilinin imzasıyla zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı kanunun yürürlüğünü durdurulması iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. Başvuru sonrası yapılan açıklamaya SOL Parti, KESK ve birçok sivil toplum örgütü de destek verdi. Dava dilekçesi AYM’ye verildikten sonra siyasi parti temsilcileri açıklama yaptı. Başvuru sonrası yapılan açıklamaya SOL Parti, KESK ve birçok sivil toplum örgütü de destek verdi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, şöyle konuştu:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, zeytinlik alanlarımıza, meralarımıza, ormanlarımıza, tarım alanlarımıza, aslında tüm ekosistemimize büyük bir saldırı niteliğindeki bir yasayı, tüm gayretlerimize rağmen geçirdiler. Şunu ifade etmek isterim ki, sıklıkla yoklama isteyerek birçok yasayı engelleyebildik. Ancak bu yasa için gece 3’te dahi yoklama istesek, AKP’nin bütün milletvekilleri adeta mecliste asker olmuş, el kaldırmak için bekliyorlardı. Bu durum, sermayenin üzülerek söylüyorum ki, Cumhur İttifakı’na ne ölçüde egemen olduğunun en açık göstergesidir. Bugün Türkiye’nin demokrasi yaşamı adına önemli bir gün. Çünkü Cumhur İttifakı dışında bulunan bütün siyasi partiler, Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partiler, birlikte Anayasa Mahkemesi önündeyiz ve bu iptal davasına birlikte imza attık.

Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, DEVA Partisi, Emek Partisi, Gelecek Partisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, İyi Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşil Sol Parti ve 5 bağımsız milletvekili. İzninizle bağımsız milletvekillerinin de isimlerini saymak istiyorum, Burak Dalgın, Koray Aydın, Ümit Dikbayır, Mustafa Yeneroğlu ve Ediz Ün. Dolayısıyla, 260 civarında milletvekili ile birlikte Anayasa Mahkemesi’ne hem yürürlüğün durdurulması hem de iptal istemi ile bir başvuru yaptık.

“Bu yasa son derece önemli bir yıkım yasasıdır”

Bu yasa son derece önemli bir yıkım yasasıdır. Sadece Akbelen’de ve Milas’ta zeytinlere kıyma hedefi taşımıyor. Türkiye’deki bütün zeytin alanlarına, bütün meralara ve bütün orman alanlarına sermayenin kuralsız biçimde el atması gibi bir süper izin yetkisi içeriği taşıyor. Acele kamulaştırma yetkisini her alana yaydılar. Çevresel Etki Değerlendirmesi’ni (ÇED) bir ön koşul olmaktan çıkarttılar, esnettiler ve artık birçok alanda ÇED alınmadan madencilik yapılabilecek, yenilenebilir enerji tesisleri kurulabilecek.

Bu yasanın uygulanması, Türkiye’nin zaten mahvedilen ekosisteminin geri dönüşümsüz olarak elden çıkması anlamına geliyor. Bu bağlamda biz Anayasa Mahkemesi’ne buradan seslenmek istiyoruz, 10 küsur yıldır yürütmeyi durdurma kararı vermediniz. Burada telafisi imkânsız zararların doğması ve hukuka açık aykırılık ilkeleri birlikte gerçekleşiyor. İşte dün zeytin ağaçlarımıza kıyan ve bunu da bilimsel mütalaa adı altında meşrulaştırmaya çalışanların o ellerini kırmamız ve orayı durdurmamız gerek. Anayasa Mahkemesi’ne iki önemli görev düşüyor. Lütfen öncelikle ve derhal yürütmeyi durdurma kararı veriniz ve arkasından da gecikmeksizin iptal kararını veriniz. Bu memleket hepimizin. Toprağımıza, suyumuza, meramıza, ormanımıza, zeytinimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

“Adrese teslim firmalara yasa çıkaran bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız”

DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülüstan Koçyiğit ise açıklamasında şunları söyledi:

“Anayasa Mahkemesi’nin hem yürütmeyi durdurma ve hem de yasayı iptal etmesi için hep beraber başvurumuzu yaptık. Her şeyi para gibi gören, sermayeye olabildiğince alan açmak için adrese teslim firmalara yasa çıkaran bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız. Birkaç şirket kar etsin diye, birkaç maden firması rantına rant katsın diye zeytin ağaçlarını kökünden söküp götürüp bunu da bize bilim diye anlatan bir akılla, bir zihniyetle karşı karşıyayız. Siyaset üzerine düşeni yapacak, milletvekilleri, siyasi partiler üzerine düşeni yapacak ama şunu asla unutmayacağız: Esas olan halktır, esas olan halkın direnişidir, esas olan halkın mücadelesidir. Halkın itirazıdır. Bu itirazı büyüttükçe sonuç alacağız. Bu itirazı büyüttükçe doğamızı ve yaşam alanlarımızı da korumuş ve kurtarmış olacağız. Bu talan yasasına hiç razı olmadık, asla razı olmayacağımızın bir kez daha altını çizmek istiyorum.”

“Yapmış oldukları da yanlarına kar kalacakmış gibi değerlendiriyorlar, kalmayacak”

Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ ise şöyle konuştu:

“Bu, sermayeye Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını peşkeş çekme yasasıdır. Aynı zamanda bu yasa bir tekelleşme yasasıdır. Anayasa Mahkemesi’nin ben yürütmeyi durdurma kararı vereceğine inanıyorum. Kendilerine de aynı zamanda bir uyarıda bulunduk: Lütfen bir an önce Anayasa’ya uysunlar. Anayasasızlaştırmaya karşı Anayasa, hukuksuzluğa ve keyfiliğe karşı hukuk ve adalet, aynı zamanda liyakatsizliğe, ehliyetsizliğe ve ahlaksızlığa karşı da liyakat, ehliyet ve ahlakla mücadelemizi, yani ahlaki üstünlükle beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Akbelen’de yaptıklarını, Muğla’da yaptıklarını bu yasayla beraber Türkiye’nin her yerinde yapacaklar ve bu yapmış oldukları da yanlarına kar kalacakmış gibi değerlendiriyorlar, kalmayacak.”

 

“Millet vicdanında karşılık bulmayan kanunların uygulaması ancak zorbalıkla, zorla olur”

“Toprağımızı vermiyoruz! Havamıza, suyumuza, ormanlarımıza, zeytinlerimize sahip çıkıyoruz” diyen Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, şunları ifade etti:

“Büyük Millet Meclisi’nde muhalefet milletvekilleri olarak yaptığımız uzun mücadelede, iktidarın baskın davranışından dolayı sonuç alamadık. Ancak çıkan bu kanun millet vicdanında karşılık bulmamıştır. Millet vicdanında karşılık bulmayan kanunların uygulaması ancak zorbalıkla, zorla olur. O yüzden muhalefet olarak, sizlerin adına bir kere daha bunun gözden geçirilmesi için hukuk müessesine başvurarak bugün Anayasa Mahkemesi’ne bir dava açmış bulunmaktayız.”

“AYM tarafından yürürlüğün durdurulması ve bu kanunun iptal edilmesi son derece büyük önem ifade etmekte”

Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin de yasaya karşı tepkisini şöyle dile getirdi:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iktidar partisi dışındaki bütün siyasi partileri bir araya getiren bu toprak konusu, gerçekten Türkiye’nin en önemli gündem konusu olması gereken bir durumdur ve bu konunun bir an önce Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlüğün durdurulması ve bu kanunun iptal edilmesi son derece büyük önem ifade etmektedir. Eğer geç verilecek bir karar elbette ki Türkiye’de büyük cerahatlere neden olacaktır. Sizlerin temsilcileri olarak biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tek vücut olarak hareketle elimizden geleni yapacağız sonuna kadar.”

“Bu işten zenginlik biriktirmeyi düşünenlerin damarları, yüreği, kalbi maden tozuna boğulsun”

EMEK Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Meclis’te beş AKP’li tüccar siyasetçi başta olmak üzere adrese teslim bir sömürge ve sömürü yasası çıkardılar” diyerek, şöyle konuştu:

“Bu ülkede saray iktidarının ‘yerli ve milli’ propagandasıyla sürdürdüğü enerji ve maden politikalarının asla bu ülkenin değerlerine, toplumun ihtiyaçlarına, emekçilerin, halkın çıkarlarına uymadığı gerçeğini vurgulamak istiyorum. Ama bu yasa bunu artık ne diyelim, arşa vardıran bir yasa. Böyle değildi ama üzerine tüy diken bir yasa yaptılar. Öyle bir yasa ki bu yasayla YK Enerji ve İçtaş başta olmak üzere ve Meclis’te beş AKP’li tüccar siyasetçi başta olmak üzere adrese teslim bir sömürge ve sömürü yasası çıkardılar. Bilim dedik, dinlemediler. Emek diyoruz, dinlemiyorlar. Orman, ağaç diyoruz, dinlemiyorlar. Bari buradan onların anlayabileceğini düşündüğüm bir dille, yarı tepki, protesto, yarı da beddua ile bir şey söyleyeyim: Bu işten kar etmeyi düşünen, bu işten servet biriktirmeyi düşünen, bu işten zenginlik biriktirmeyi düşünenlerin damarları, yüreği, kalbi maden tozuna boğulsun.”

Türkiye İşçi Partisi Parti Meclisi Üyesi Talya Aydın konuşmasında, “Dünyanın her yerinde bütün ülkeler kendi topraklarını, kendi doğalarını korumak için adımlar atarken, bizim bunun tam tersine gittiğimiz yerde, gençlere umutsuzluk, gençlere karamsarlık aşılayan bir hükümete karşı hep birlikte direnmekle yükümlüyüz, hep direnme mecburiyetindeyiz. Bugün burada, bu kanunun hukuksuzluğunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık. Anayasa Mahkemesi’ne tekrardan söylüyoruz, bu kanundaki hukuksuzluklar kaldırılmalı” dedi.

“Emperyalist tekellere, sermayeye, şirketlere verecek bir karış toprağımız yok”

Sol Parti Sözcüsü İlknur Başar ise şöyle konuştu:

“Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Bizim emperyalist tekellere, sermayeye, şirketlere verecek bir karış toprağımız, suyumuz, ormanımız, ölmez ağacımız yok. Anayasa Mahkemesi’ne bir kez daha başvuru yapıldı. Biz biliyoruz, hukuk ve mahkemeler tek adam rejiminin aparatı haline getirilmeye çalışılıyor. Ve umuyoruz ki, bugün Anayasa Mahkemesi tarihinde bu halkın direnişini görür ve halkın lehine, doğanın lehine, yaşamın lehine, ülkenin geleceği lehine karar verir diyoruz.”

“Yasa kılığına sokulmuş bir işgal senaryosuyla karşı karşıyayız”

“Toprağımızı Vermiyoruz İnsiyiatıfi”‘nden Halime Şaman da şunları ifade etti:

“Toprağına sahip çıkan yurttaşlar ve halkın vekilleri, Anayasa Mahkemesi önündeyiz. Bütün muhalefet vekilleri ortak imzayla dilekçelerini sundu. Bu yalnızca bir hukuki girişim değil, tepeden inme yönetim anlayışına karşı kurulan dayanışmanın en açık göstergesidir. Halk olarak bizlerin mutluluğu, bu yasanın müsebbibi iktidarın da müşkilidir. Yasa kılığına sokulmuş bir işgal senaryosuyla karşı karşıyayız. 7554 sayılı düzenleme, maden ve enerji şirketlerine süper talan yetkisi veriyor. Bu metin bir yasa değil, mülksüzleştirme planıdır.

“Suyu ve toprağı gasp edilen köylerin ardından susuz ve ekmeksiz şehirler ortaya çıkacak”

Meralar şirketlere devredilecek, zeytinler ve tarlalar bir imzayla elimizden alınacak. Bir sabah uyandığımızda atadan, dededen kalan topraklarda iş makineleri çalışıyor olacak. Köylü toprağından koparıldığında ona biçilen gelecek ancak şehirde ucuz iş gücü olmaktır. Köy boşaldığında pazar da sofra da yoksullaşır. Suyu ve toprağı gasp edilen köylerin ardından elbette susuz ve ekmeksiz şehirler ortaya çıkacak. İşte hepimizi aynı dişli çarkın içine çeken düzen bu. Hukuktan vazgeçmiyoruz. Tam tersine, hukuku sahiplendik. İktidarın totaliter eğilimi yasayı salt bir araç olarak kullanıyor. Arkadan gelen mahkeme kararları adaleti sağlamıyor olabilir. Ama bugün atılan imzalar, ‘ne yaparsanız yapın değişmez’ kurgusunu parçalıyor.

“İşgal yasasını iptal edin ama ondan önce yürütmeyi durdurma kararı verin”

Bu yasa yalnızca insanı değil, bu topraklarda birlikte yaşadığımız tüm canlı ve cansız varlıkları da yok sayıyor. Nehirlerin akış hakkı, toprağın bereketi, kuşların göç yolu, zeytinin, zeytin ağacının kökleri, hepsi bu saldırının hedefinde. Yaşamı sömürü düzeninin cetveline kurban etmeyeceğiz. Anayasa Mahkemesi’nden talebimiz açık: İşgal yasasını iptal edin ama ondan önce yürütmeyi durdurma kararı verin. Bu imzalar, iktidarın tepeden indirdiği çaresizlik anlatısını bozan bir cevap olsun. Tarih de bunu kaydetsin. ‘Toprağımızı Vermiyoruz’ kampanya grubu olarak bu imzaları bir dilekçe olarak bırakmayacağız. İrademizi yurdun dört bir yanına taşıyacağız. İnternetten de çoğaltacağımız imzalarla her haneyi bir itiraz mekanına çevireceğiz. Temel haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Toprağımızı vermiyoruz.”

Haber Galeri:

Bu İçerik 6 Kez Görüntülendi.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Bu Sayfayı Paylaşın