CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın 26 Ekim 2023 – TBMM Genel Kurulu’ndaki değerlendirmeleri.
Cumhuriyetimizin 100‘üncü yılını kutladığımız bu haftada 29 Ekimden önceki son birleşimdeyiz. Ben emperyalizmin gemileri Çanakkale’ye dayanmışken “Çanakkale geçilmez.” diyen, emperyalizmin gemileri İstanbul’a demir atmışken “Geldikleri gibi giderler.” diyen, hakkında “Katli vaciptir.” fetvaları İngiliz uçaklarından Anadolu’ya dağıtılırken üniformasını çıkartıp Anadolu’yu örgütleyen, milletin iradesini Mecliste birleştiren, ortak akılla Meclisin iradesiyle bir Kurtuluş Savaşı veren ve 29 Ekim 1923’te bize bu cumhuriyeti armağan eden, bugün bu bayrakları burada asarak oturup buralarda konuşma yapabiliyorsak bunun kaynağını oluşturan Mustafa Kemal Atatürk’ü, yoldaşlarını ve Anadolu’nun bütün isimsiz kahramanlarını saygıyla ve minnetle anıyorum; sağ olsunlar, var olsunlar.
Evet, cumhuriyetin 100’üncü yılını kutluyoruz. Zor zamanlarda kurulmuş yalnızca bir askerî başarı değil arkasından dünyaya örnek gösterilen bir iktisadi başarının kaynağını oluşturan bu cumhuriyet bugün ne durumda? Değerli arkadaşlar, Merkez Bankası, evet, bugün politika faizini yüzde 35’e çıkarttı. Niye bu kadar önem veriyoruz ve anlatıyoruz ki, ne olmuş yani yüzde 35’e çıkarttıysa ne olmuş? Arkadaşlar, bakın yalnızca iki yıl evvel 20 Mart 2021 tarihinde politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarttığı için Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alınmıştı, hemen arkasından Maliye Bakanı Lütfi Elvan birkaç ay sonra görevden affını dilemek zorunda kalmıştı. Şimdi ne yapıyoruz? Böylece yüzde 8,5’e âdeta emirle indirilen faizler bugün yüzde 35’e çıkartılmış durumda. Peki, bu emirle indirilme durumunun yöneticileri kimdi? Nureddin Nebati’ydi değil mi, “Gözlerime bakın.” diyordu televizyon programlarında, şimdi de “Gözlerime bakın.” diye diye Mecliste dolaşmaya devam ediyor. Diğeri kim? Diğeri Şahap Kavcıoğlu. Yeni Şafak’ta ekonomi yazarı iken Merkez Bankası Başkanı yaptığınız; o inanılmaz akılla, rasyonaliteyle, bilimle hiçbir bağdaşması olmayan ekonomi politikasını uygulayan Şahap Kavcıoğlu şimdi BDDK Başkanı olarak keyfine ve saltanatına devam ediyor. Peki, bunun bu memlekete maliyeti nedir? Arkadaşlar, 6 Şubat tarihinde Türkiye‘de 11 ili yıkan depremin konut hasarı, yıktığı bütün konutların maliyeti 59 milyar dolar, çarparsanız kabaca 1.8 milyar TL. Peki sizin yalnızca kur korumalı mevduata gömdüğünüz kamu kaynağı ne kadar? 600 milyon TL yani siz, deprem zararının üçte 1’ini yalnızca kur korumalı mevduatla, yaptığınız akıl dışı uygulamalar nedeniyle memlekete fatura ettiniz. Yandaşlarınıza aktardığınız ucuz kredilerle beraber âdeta bir deprem zararı kadar zararı ekonomideki akıl dışılığınızla bu memlekete fatura ettiniz. Ben soruyorum: Bunun hesabını veren var mı? Bu faturayı ödemeye niyetli olan kimse var mı? Mesela Nureddin Nebati bundan dolayı bir üzüntü duyuyor mu? Dün dolaşıyordu işte buralarda, hâlâ “Gözlerimize bakın.” diyerek dolaşıyordu. Memlekette karnı aç olan, mutfağını kaynatamayan insanların gözleri artık açılamaz duruma geldi. Bu memleketi en az deprem zararı kadar yıktınız ve bugün bu mahcubiyetinizle cumhuriyeti bile kutlayamaz hâle geldiniz. Arkadaşlar, siz yalnızca iç borcu bir yılda 2022’den 2023’e 1,3 trilyondan 1,9 trilyona çıkardınız.
Bir yılda bu dış borcu 1,4’ten 2,1 trilyona çıkardınız. Dediğim gibi, kimin umurunda herkes keyfine devam ediyor.
Bakın, bir keyfine devam eden daha göstereyim. Bu fotoğrafı görüyor musunuz? Bu fotoğrafta asker edasıyla Cumhurbaşkanının yanında duran, Millet İttifakı’nın oylarıyla seçilip sonra AKP’ye geçmiş bir Belediye Başkanı. Bu Belediye Başkanı hakkında soruşturma izni veriliyor, iki gün sonra soluğu Cumhurbaşkanının yanında alıyor. Bu da biliyor, soruşturmalardan sıyrılmak için ne yapmak lazım bu da biliyor. Şimdi, bu kafayla bu memleket yönetilirse Türkiye’nin geldiği durumu söyleyeyim: Türkiye dünyada Demokrasi Endeksi’nde 174 ülke içerisinde 103’üncü. Yolsuzluk Algısı’nda 180 ülke içerisinde 101’inci.
Hukukun Üstünlüğü’nde 140 ülke içerisinde 116’ncı. Ben çok isterdim ki cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlarken bir başarı öyküsünü demokraside, hukukta, iktisatta anlatabilelim, dünyanın en müreffeh ülkelerinin yurttaşları olmanın mutluluğunu duyalım. Bırakın, bunun mutluluğunu duymayı cumhuriyeti kutlayamayan, hesabını veremeyen ve üstelik de bu uygulamalardan dolayı bir öz eleştiri dahi yapamayan bir Hükûmetle karşı karşıyayız. Şüphesiz Türkiye çok daha iyisini hak ediyor ve 100’üncü yıl anmaları çerçevesinde, kurucularımıza buradan bir kere daha söz verelim, bu cumhuriyeti ilelebet, elbette, hep beraber, size söz vererek yaşatmaya devam edeceğiz.
Sosyal Medya Hesaplarımız