CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Olayın üstünü örtme çabasını görüyoruz. ‘Bu olayın siyasetle ilgisi yoktur’ diyenlerin suçlarını kapatma çabası içinde olduklarının farkındayız. Buna karşın ortak komisyon kurulma çağrısına önergemizi muhafaza etmek suretiyle evet dedik çünkü burada derdimizi açıkça anlatacağız. Bu komisyona girecek arkadaşlarımız soruşturmanın etkin yürütülmesi konusunda her türlü çabayı gösterecekler. İliç faciası için de ortak komisyon kurmuştuk. Bu komisyon çalışmalarını beş ay evvel tamamladı ancak komisyon raporu yazılmıyor ve kamuoyuyla paylaşılmıyor” dedi.
TBMM Genel Kurulu‘nda grubu bulunan partilerin grup başkanvekilleri Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal Otel’de meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasına ve faciaya ilişkin araştırma komisyonu kurulması teklifine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın şunları söyledi:
“21 Ocak sabahında hepimizin canını yakan, 78 yurttaşımızı hayattan kopartan bir insanlık acısına tanık olduk. Bu bir kader değil. Ortaya konulan, olayın üstünü örtmeye çabasını görüyoruz. ‘Bu olayın siyasetle ilgisi yoktur’ diyenlerin suçlarını kapatma çabası içinde olduklarının da farkındayız. Buna karşın ortak bir komisyon kurulma çağrısına kendi önergemizi muhafaza etmek suretiyle evet dedik. Çünkü burada derdimizi açıkça anlatacağız. Bu komisyona girecek arkadaşlarımız soruşturmanın etkin yürütülmesi konusunda her türlü çabayı gösterecekler. Bu Meclis’in geçmişteki felaketlere karşı tutumu acaba umutlu olmayı gerektirir mi? 13 Şubat 2024’te İliç faciası meydana gelmişti üzerinden bir yıl geçti. İliç faciası için de ortak bir komisyon kurmuştuk. Bu komisyon çalışmalarını beş ay evvel tamamladı ancak komisyon raporu yazılmıyor ve kamuoyuyla paylaşılmıyor. Komisyonun CHP’li milletvekilleri hem komisyon başkanlığına hem de TBMM Başkanlığı’na dilekçe verdiler. Tık yok… Orada büyük bir doğa felaketi yaşandı ama Meclis hala sorumlu şudur diyemiyor. Kartalkaya faciasının üstünü de böyle örtmeye çalışma niyetiniz varsa buna izin vermeyeceğiz.
“Türkiye bir de büyük bir demokrasi krizi ile uğraşıyor”
Türkiye bir de büyük bir demokrasi krizi ile uğraşıyor. İYİ Parti Genel Başkanı açıkça tehdit edildi hiçbir şey yapılmadı. Zafer Partisi’nin Genel Başkanı tutuklandı, Selahattin Demirtaş 8 yılı aşkın süredir cezaevinde. 12 yıl sonra Gezi direnişine katılanlara ve tüm topluma gözdağı veriliyor. Ayşe Barım etki ajanlığı yasasına muhalefet etme gerekçesiyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Etki ajanlığı bu Meclis’ten çıkartıldı mı? Savcı diyor ki ‘ne önemi var’. Gazetecilier ev hapsinde. Ekrem İmamoğlu‘na gün aşırı dava açılıyor. Sözü edilen bilirkişi raporu teslim edilmiş zaten neye etki edilecek? O ifade 2019 Mart’ında ve 2024’ün Mart ayında da verildi. Çok merak ediyorsanız bir kez daha yanıtını alacaksınız.”
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın faciasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi – Genel Kurul Salonu’nda yapmış olduğu konuşmanın tam metni;
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, 21 Ocak 2025 sabah 3.14’te hepimizin canını yakan 78 yurttaşımızı hayattan koparan, 36 çocuğumuzu bizden alan bir insanlık acısına tanık olduk. Ben hayatlarını kaybeden tüm yurttaşlarıma Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. 51 yurttaşımız yaralıdır, onlara da acil şifa diliyorum. Bu, bir kader değildir kuşkusuz, ortaya konulan üstünü örtme çabalarını görüyoruz. “Bunun siyasetle alakası yoktur.” diyenlerin suçlarını kapatma çabası içerisinde olduklarının da farkındayız. Buna karşın ortak bir komisyon kurulmasına kendi önergemizi muhafaza etmek suretiyle “Evet.” dedik çünkü
burada derdimizi açıkça anlatacağız. Bu komisyona girecek arkadaşlarımız soruşturmanın etkinlikle yürütülmesi konusunda her türlü çabayı gösterecekler ancak bu Meclisin geçmişteki felaketlere karşı tutumu acaba umutlu olmayı gerektirir mi? 13 Şubat 2024’te İliç faciası meydana gelmişti, üzerinden bir yıl geçti; İliç faciası için de bir ortak Komisyon kurmuştuk. Bu Komisyon çalışmalarını beş ay evvel tamamladı ancak Komisyon raporu yazılmıyor ve kamuoyuna açıklanmıyor. Komisyonun Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri, ilki ekim sonunda, ikincisi de 23 Ocak olmak üzere hem Komisyon Başkanlığına hem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına dilekçe verdiler, tık yok. Orada çocuklarımız öldü, orada büyük bir doğa felaketi yaşandı ama Meclis üzerinden bir yıl geçmiş hâlâ komisyon raporunu tamamlayıp da kamuoyuyla paylaşamıyoruz, hâlâ sorumlu şudur diyemiyor. Eğer Kartalkaya faciasının üstünü de böyle örtmeye çalışmaya niyetiniz varsa buna izin vermeyeceğimizi ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’yi yalnızca bu insan eliyle yaratılan felaketlerle uğraşmıyor, bir de büyük demokrasi kriziyle karşı karşıya. Bakın, burada söyleyeyim. İYİ Parti Genel Başkanı bir videoyla açıkça tehdit edildi. Herhangi bir işlem yapıldı mı? Yapılmadı. Zafer Partisinin Genel Başkanı kendisine rakip olan bir başka partinin Genel Başkanını eleştirdiği için Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle
gözaltına alındı ve tutuklandı. Selahattin Demirtaş herhangi bir hüküm giymeden sekiz yılı aşkın süredir cezaevinde, tutuklu olarak sekiz yılı aşkın süredir cezaevinde.
Şimdi, on iki yıl sonra Gezi direnişine katılanlara ve aslında tüm topluma gözdağı vermek için Gezi üzerinden adam toplamaya çalışıyorlar. Ayşe Barım etki ajanlığı yasasına muhalefet etme gerekçesiyle gözaltına alındı, tutuklandı. Ya, biz, hepimiz, bu milletvekilleri, bu sandalyeleri paylaşıyoruz. Etki ajanlığı yasası, hükmü maddesi çıkarıldı mı bu Meclisten? Savcı diyor ki: “Ne önemi var? Kanun çıkmamış olsa bile Meclisten ben bu kavramı kullanırım.”
Gazeteciler ev hapsinde, âdeta halhal gibi taşıdıkları kelepçelerle ev hapsinde kalmaya devam ediyorlar.
Ekrem İmamoğlu’na karşı her hafta bir soruşturma açılıyor. Neymiş soruşturma? TCK 277-288 yani bilirkişinin bir işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması için hukuka aykırı olarak bilirkişiyi etkilemek. Ya, sözü edilen bilirkişi, raporunu zaten çoktan teslim etmiş kardeşim. Neyine acaba etki edecek de hangi hukuka aykırı işlemde bir beyanda bulunmasına neden olacak? Siz o “satılmış” denilen bilirkişinin bugüne kadar verdiği raporların nasıl yanlı olduğunu gören ve bunu HSK üzerinden soruşturan bir anlayış yerine bunu dile getiren insana “Hadi bakalım ifadeye…” diyorsunuz. O ifade 2019 Martında, 2019 Haziranında verildi. O ifade 2024’ün Martında da verildi; çok meraklıysanız yakında bir kere daha o ifadeyi alacaksınız, hep beraber göreceğiz.
Sanatçılara yönelik tehditler, kayyum uygulamaları, içeride tutuklu bulunan milletvekilleri; ben söyleyeyim, 2014 ila 2020 yılları arasında Cumhurbaşkanlığına hakaretten 160 bin soruşturma var ve 35 bin ceza davası var. Bu memleketi bu sopayla yönetemezsiniz, bu millet sopayla yönetilebilecek bir millet değildir; bu millet demokrasiye âşık bir millettir, yaptığınız tüm uygulamalara rağmen ayakta kalmıştır ve ayakta kalmaya devam edecektir; bunu da hep beraber göreceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sosyal Medya Hesaplarımız