Edit Content

"Acemi Kalma Ustası"

Doç. Dr. Gökhan Günaydın

İstanbul Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili

Kamu görevlisi bir babanın sık çıkan tayinleri nedeniyle Anadolu’yu adeta karış karış dolaşan bir ailenin içinde büyüdüm. Bu bağlamda ilk, orta ve lise öğrenimimi Zile/Tokat, Sarıkamış/Kars, Tosya/Kastamonu, Aksaray/Niğde, Ereğli/Zonguldak ve Geyve/Sakarya ilçelerinde tamamladım.

İletişim

Sosyal Medya

  1. Home
  2. »
  3. TBMM
  4. »
  5. Meclis Gündemi
  6. »
  7. Emeklilerin Cebinden Ayda 14 milyar TL Alıyorsunuz!
bu içeriği paylaşın;

Emeklilerin Cebinden Ayda 14 milyar TL Alıyorsunuz!

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Salonu'nda yaptığı konuşmada iktidarın ekonomi politikalarını ve Erdoğan'ın CHP'li belediyeler hakkında söylediği 'Silkeleyin' sözünü eleştirdi.
Yazı Boyutu:
12px
32px

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın Meclis’teki konuşmasında memleketin ekonomisindeki kötü gidişata değinerek; “Emeklinin maaşlarından ne kadar götürmüş? çi ücretlerinden 37,7 milyar TL götürmüş bir ayda yani açlık sınırı 31.495 TL iken 22 bin liraya mahkûm ettiğiniz 8 milyon asgari ücretlinin toplam ının 37,7 milyar lirası bir ayda elden gitmiş. Memurlardan giden 17,7 milyar TL, hele emeklilerin, emekli büyüklerimizin ceplerinden bir ayda 14,3 milyar TL’yi  almışsınız.” dedi. 

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın 19 Şubat 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Salonu’nda yapmış olduğu konuşmanın tam metni;

Değerli milletvekilleri, bugün 19 Şubat 2025. Şubat ayında dört kişilik bir ailesinin geçinebilmek için sahip olması gereken standartlar bilimsel olarak hesaplandı ve açıklandı. Buna göre yalnızca gıda harcamalarından oluşan açlık sınırı 31.495 TL olarak hesap edildi. Yani dört kişilik bir memur ailesi yalnızca aç kalmamak için gıda harcaması yaparsa ayda 31.495 TL’ye ihtiyacı var, bunun altı açlık sınırı olarak tanımlanıyor. Peki, bu gıdanın yanına diyelim  konut, “konut” derken kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık gibi insani, zorunlu ve temel ihtiyaçları da dâhil ederseniz biz buna “yoksulluk sınırı” diyoruz ve 2025 Şubat itibarıyla memlekette dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı da 81.161 TL olarak hesap edildi. Şimdi, bakın, rakamlar bunlar, gerçekler bunlar. Peki, Türkiye’de an itibarıyla maaşlar ne düzeyde, gelir ne düzeyde, gelir dağılımı adaletsizliğinin durumunu ne ve enflasyon ne? Geçen ay yalnızca bir aylık enflasyon yüzde 5,03 olarak açıklandı, bir aylık enflasyon. Siz yıl sonunda yüzde 24 enflasyon hedefi koyuyorsunuz ama bir aylık ocak ayı enflasyonu yüzde 5 çıkıyor ve siz bu yalanları söylemeye devam ediyorsunuz. Peki, bu bir aylık enflasyon toplamda memurun, işçinin, emeklinin maaşlarından ne kadar götürmüş? İşçi ücretlerinden 37,7 milyar TL götürmüş bir ayda yani açlık sınırı 31.495 TL iken 22 bin liraya mahkûm ettiğiniz 8 milyon asgari ücretlinin toplam maaşının 37,7 milyar lirası bir ayda elden gitmiş. Memurlardan giden 17,7 milyar TL, hele emeklilerin, emekli büyüklerimizin ceplerinden bir ayda 14,3 milyar TL’yi  almışsınız. 

Kaç paraya geçinecekti emekliler? Emeklilerin dörtte 1’i en düşük emekli aylığını alıyor ve onlar 14 bin 464 TL alıyorlar yani açlık sınırının yarısını bile alamıyorlar ve onların cebinden de bir ayda 14 milyar TL parayı alıyorsunuz. 

Şimdi, bakalım, mutluluk sıralamasını Oxford Üniversitesi Refah Araştırma Merkezi hesap etmiş; Türkiye dünyada 98’inci arkadaşlar, 30 yaş altındaki gençlerin sıralamasında dünyada 101’nciyiz, 60 yaş üzerleri biraz daha iyi durumda, onlarda da 92’nciyiz. Size sürpriz olmayan bir şey söyleyeyim: Dünyanın en büyük iktisadi krizini yaşayan Arjantinliler, savaş hâlindeki Ruslar ve Ukraynalılar bizden daha mutlular. Türkiye’yi getirdiğiniz tablo budur; mavi hikâyeler, pembe hikâyeler anlatmaktan vazgeçin. 

Kamu Denetçiliği Kurumuna denetçi olarak atadığınız kişi   bu kuruma yapılan başvuruları kendisi istatistiki olarak hesap etmiş, şikâyet başvurularının yüzde 18,68’inin Adalet Bakanlığına geldiği saptanmış. Arkadaşlar, bu konuda da son bir istatistik var. Adalete güveniyor musunuz diye soruyorsunuz, 85 milyon vatandaşın ortalamasını  söylüyorum. Evet, güveniyorum diyen insanlar yüzde 19,2; fikrim yok diyenler yüzde 10,3; hayır, güvenmiyorum diyen vatandaşın oranı yüzde 70,5. Yani bugün AKP’ye oy veren, geçmişte AKP’ye, MHP’ye oy veren vatandaşların da önemli bir bölümü adalete artık güvenilemez noktada olduğunun farkında ve bunu açıkça da beyan ediyor. Son tabloyu da Ayşe Barım’da gördük. On iki yıl evvelki Gezi meselesinden bir ı tutukladınız, kültürel hegemonya lafları altında tutukladınız… Sonra bir hâkim çıktı dedi ki: “Tutukluluğu gerektiren bir durum yoktur, ben tahliye kararı veriyorum.” Savcılık acele yeni bir yakalama kararı çıkardı, bir üst mercie şikâyet etti, başvurdu, tutukluluğa devam kararı çıktı ve bugün dakika bir, gol bir HSK tahliye kararı veren hâkim hakkında jet hızıyla soruşturma kararı verdi. Biz dünya kadar skandalı önlerine koyuyoruz, gidiyoruz yazın ortasında, kışın ortasında HSK önünde basın açıklaması yapıyoruz beyefendiler kör ve sağırı oynuyorlar ama bir hâkim Ayşe Barım’a tahliye kararı verirse dakikasında soruşturma açıyorlar. Belediye başkanlarımız konuşma yaparsa daha kürsüden inmeden jet hızıyla soruşturma yapıyorlar ve böylece adaletinize güvensizliğinizi, kendi saflarınızda da perçinlemiş oluyorsunuz. 

Son sözüm şu: Bu memleketin Cumhurbaşkanı “Silkeleyin, bu borcu olan belediyeleri silkeleyin.” diyor. Bakın, ben size bir rakam vereyim: Hazine ve Maliye Bakanlığı yeni açıkladı, 2024 yılı Hazine çları 10,1 milyar TL toplam borç; bunun 4,4 milyar TL’si AKP yönetimindeki 8 belediyeye ait. Bizim belediyelerimizin de borçları var. Tabii, sizden daha yeni aldığımız Balıkesir, , Denizli, ; büyük şehirler. Afyon, , Kırıkkale, Kütahya, Adıyaman, Kilis; çok sayarım da bunlarla yetineyim, bunlar da boğazına kadar borçla devralındı, bunlar sizin borçlarınızdır, bir de üzerine inanılmaz faizler yüklüyorsunuz. Sonra “Bu, sizin borcunuz, silkeleyin.” diyorsunuz. Ben rakam vereyim size: Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin 1 milyar 871 milyon lira borcu varmış, hiç silkelemeye gittiniz mi? Samsun Büyükşehir Belediyesinin 1 milyar 199 milyon lira borcu var, silkeleme için bir çaba içine girdiniz mi?

Bu kadar büyük partizanlık, bu kadar açık yan tutma, bu kadar açık vatandaşı bölme, parçalama bir başka duyguya getirdi vatandaşı. Soruyorsunuz, son ankette budur: “, erken seçim istiyor musunuz?” tartışmasına vatandaşın yüzde 68’i “Erken seçim istiyorum.” diyor. Ne Meclis Başkanının ‘dan ne de Elitaş’ın -bilmiyorum, hangi bürodan yaptığı- “Erken seçim yoktur, 2027’den evvel de gerek yoktur.” tartışmasının vatandaşın nezdinde bir kıymetiharbiyesi yoktur. Vatandaş yoksulluğun, adaletsizliğin, demokrasisizliğin farkında ve vatandaş diyor ki: “Yeter artık, getirin sandığı.” 

O sandık gelecek, tarihe gömülecekler de gömülecek. 

Teşekkür ederim.

 

 

 

 

 

 

Haber Galeri:

Bu İçerik 105 Kez Görüntülendi.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Bu Sayfayı Paylaşın