CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, T.C. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle, Sahte Diploma Skandalı ile ilgili verdiği soru önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, T.C. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e verdiği Sahte Diploma Skandalı ile ilgili soru önergesiyle şuna dikkat çekti; “Son günlerde kamuoyunu derinden sarsan sahte diploma skandalı, Türkiye’de eğitim sisteminin güvenilirliğine ve kamusal denetim mekanizmalarının işleyişine dair ciddi endişeler doğurmuştur. Türkiye, tarihinin en büyük sahtecilik skandallarından biriyle karşı karşıyadır.”
“2020-2025 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlara atanan öğretmenler içerisinde diploma doğrulama işlemi yapılan kişi sayısı nedir?” sorusunu T.C. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e soran Doç. Dr. Gökhan Günaydın, şunları dile getirdi;
“Kamuoyuna yansıyan bilgi ve belg
elere göre, profesyonel şekilde örgütlenmiş bir çete, sahte diplomalar üretmekte ve bu belgeleri kamu kurumlarının dijital sistemlerine entegre edebilmektedir. Basında yer alan ifadelere göre, bu diplomanın oluşturulması ve e-Devlet sistemine işlenmesi e-imza yoluyla yapılmıştır. Bu sahte diplomalarla kişiler öğretmen, akademisyen, psikolog, mühendis ya da kamu görevlisi olarak istihdam edilmiştir. Ulusal basında konu edilen biçimde, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden mezun olmuş gibi gösterilen bir kişi, hiçbir eğitimi olmamasına rağmen öğretmenlik yapmıştır. Diğer yandan, Kocaeli Üniversitesi mezunu gibi gösterilen başka bir şahsın, öğretmenlik ve yüksek lisans başvuruları yaptığı tespit edilmiştir.“
→ Sahte Diploma Skandalı İle İlgili Soru Önergemiz (08.08.2025)
Doç. Dr. Gökhan Günaydın’ın, T.C. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle Sahte Diploma Skandalı ile ilgili soru önergesi:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın T.C. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından Anayasa’nın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 96 ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını talep ederim.
Saygılarımla.
Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN
İstanbul Milletvekili – CHP Grup Başkanvekili
Son günlerde kamuoyunu derinden sarsan sahte diploma skandalı, Türkiye’de eğitim sisteminin güvenilirliğine ve kamusal denetim mekanizmalarının işleyişine dair ciddi endişeler doğurmuştur. Türkiye, tarihinin en büyük sahtecilik skandallarından biriyle karşı karşıyadır. Kamuoyuna yansıyan bilgi ve belgelere göre, profesyonel şekilde örgütlenmiş bir çete, sahte diplomalar üretmekte ve bu belgeleri kamu kurumlarının dijital sistemlerine entegre edebilmektedir. Basında yer alan ifadelere göre, bu diplomanın oluşturulması ve e-Devlet sistemine işlenmesi e-imza yoluyla yapılmıştır. Bu sahte diplomalarla kişiler öğretmen, akademisyen, psikolog, mühendis ya da kamu görevlisi olarak istihdam edilmiştir. Ulusal basında konu edilen biçimde, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden mezun olmuş gibi gösterilen bir kişi, hiçbir eğitimi olmamasına rağmen öğretmenlik yapmıştır. Diğer yandan, Kocaeli Üniversitesi mezunu gibi gösterilen başka bir şahsın, öğretmenlik ve yüksek lisans başvuruları yaptığı tespit edilmiştir. Devlet kurumlarına bu şekilde sızma, sadece bireysel bir sahtekarlık değil, kamusal güvenliğe ve eğitim sistemine yönelik organize bir tehdittir. Buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve YÖK’ün dijital diploma denetim sistemleri, bu sahteciliği önleyememiştir. Bu eksiklik, yalnızca bürokratik zaafiyet değil, iktidarın kamu kurumlarına liyakat dışı atamaları ve denetimsizlik politikalarının doğrudan sonucudur.
Soruşturma kapsamında ortaya çıkan bilgiler, yalnızca bireysel düzeyde sahtecilik değil, organize bir suç ağı aracılığıyla sistematik biçimde kamuya sızma girişimini açığa çıkarmıştır. İddialara göre bazı kişiler, hiçbir yükseköğretim kurumuna kayıt yaptırmaksızın veya eğitimi tamamlamaksızın sahte diplomalarla e-Devlet sistemine veri girdisi yaparak, öğretmenlik ve akademik pozisyonlara yerleşmişlerdir. Bu kişilerin çoğunlukla özel okullarda çalıştığı, bazı vakalarda ise devlet okullarında ya da üniversitelerde istihdam edildiği iddia edilmektedir.
Bu durum, hem öğrencilerin nitelikli eğitime erişim hakkını zedelemekte, hem de Milli Eğitim Bakanlığı’nın diplomaları denetleme ve doğrulama süreçlerindeki eksikliklerini ortaya koymaktadır. Eğitim kurumlarında görev yapan personelin mesleki yeterliliğinin şeffaf ve denetlenebilir biçimde kayıt altına alınması, sadece eğitimde kalite değil, aynı zamanda kamu güvenliği açısından da zorunludur. Bu olay yalnızca bireysel sahteciliği değil, aynı zamanda kamu güvenliğini ve eğitimin kalitesini tehdit eden ciddi bir sistemik açığı göstermektedir. Sahte diplomalı kişilerin çocuklarımızın eğitiminden, bireylerin ruh sağlığından ve akademik üretimden sorumlu pozisyonlara getirilmiş olması kamu vicdanını derinden yaralamaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, YÖK ile dijital diploma denetim mekanizması oluşturup oluşturmadığı; özel öğretim kurumları ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan personelin belgelerinin doğruluğunu hangi yollarla denetlediği ve şimdiye kadar kaç sahte öğretmen veya akademisyenin tespit edildiği kamuoyunun acil olarak bilgilendirilmesi gereken konular arasında yer almaktadır.
Bu bağlamda aşağıdaki soruların yanıtlanması gerekmektedir:
- 2020-2025 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlara atanan öğretmenler içerisinde diploma doğrulama işlemi yapılan kişi sayısı nedir?
- Bakanlığınıza bağlı okullarda görev yaptığı tespit edilen sahte diplomalı kişi sayısı kaçtır?
- Öğretmen atamalarında diploma geçerliliğini ve doğruluğunu denetleyen sistemler nelerdir? Bu sistemler hangi sıklıkla güncellenmektedir?
- Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında dijital diploma doğrulama sistemi mevcut mudur? Mevcut değilse neden kurulmamıştır?
- Diploma sahteciliği ile ilgili başlatılan soruşturmaların MEB’e yansıyan boyutu nedir? Bakanlığınız bu konuda idari veya cezai işlem başlatmış mıdır?
Sosyal Medya Hesaplarımız