Günaydın: Domates tezgahında üç fiyat var: 30 lira, 15 lira, 5 lira.. Vatandaşı çürük domates yemeye mahkum edenlere yazlıklar olsun!
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın 19 Kasım 2024 Salı günü TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada AKP iktidarının halkı yoksulluğa mahkum etmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Gökhan Günaydın; “Adana’dan yansıyan bir fotoğraf. Yanımda Mersin Milletvekilimiz Gülcan Kış arkadaşım var. Adana’da görevliydi, pazarda bir domates tezgâhına gidiyor, domates tezgâhında bir fiyat olur değil mi? Hayır, 3 tane fiyat var; biri 30 lira, biri 15 lira, biri 5 lira. Vatandaşı çürük domates yemeye mahkûm ettiniz, hâlâ utanmadan konuşuyorsunuz! Yazıklar olsun!” İfadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 8 yıl sonra açılan bir dava için de aşağıdaki ifadelerde bulundu ;
“Ekrem İmamoğlu’nun yarın, 20 Kasım günü Büyükçekmece Adliyesinde bir başka davası vardı; bu “ahmak davası” değil, bu da ihale davası. 2014 ile 2019 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı Ekrem İmamoğlu. 2019’da İstanbul’u kazandı, 2020’de inceleme başlattınız ve 2015’te yapılmış ihalenin 2020 yılında soruşturmasını başlatmaya niyetlendiniz.
Danıştay dedi ki: “Ortada zarar yok ve Belediye Başkanının sorumluluğu yok.” İzin vermedi, ona rağmen soruşturmayı sürdürdünüz. İddianameyi yedi yıl sonra 2022’de düzenlediniz; davayı 2023’te, sekiz yıl sonra açtınız. Bunun ilk 6 duruşmasını yaptık, son duruşma 2 Ekim 2024 tarihindeydi. 2 tane bilirkişi raporu geldi; kamu zararı yok, tam tersine kamu yararı uğratılmıştır. İlk derece mahkemesinde bilirkişi dedi ki: “Belediye Başkanının bu işte zaten dahli yok.” Döndü hâkim, savcıya sordu: “Mütalaanız hazır mı?” Savcı dedi ki: “Mütalaamız hazır değil, süre istiyorum.” 20 Kasıma duruşma verdi. Şimdi, o savcı ne yapmış biliyor musunuz? 19 ve 20 Kasım tarihlerinde rapor almış, rapor yani yeniden mütalaa vermeyecek. Ben soruyorum; derdiniz ne, bu hâkimi de mi değiştireceksiniz yani ilk derece mahkemesinde yaptığınız gibi, istinafta yaptığınız gibi burada da mı hâkimi değiştireceksiniz?
Ben söyleyeyim size; adliye koridorlarından mahkemeyi, savcıyı araçsallaştırarak, hukuku kullanarak siyaseti dizayn edemeyeceksiniz. Bu memleket, Esenyurt’ta olduğu gibi, Türkiye’nin her yerinde en son 2024’ün 31 Martında yaptığı gibi size dersinizi verecek.
Kaçmayın, gelin erken seçime, bir an evvel bunun hesabını yapalım, memleketi kurtaralım.”
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın 19 Kasım 2024 tarihli TBMM Genel Kurul konuşmasının tam metni:
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, geçtiğimiz hafta sonunda cumartesi ve pazar günlerinde 120 Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili 81 ilde alan saha çalışması yaptı; pazarları dolaştılar, esnafı ziyaret ettiler, sanayi sitelerine girdiler, çocuklarla, gençlerle ev kadınlarıyla konuştular. Ortaya çıkan tablo açlık, yoksulluk, işsizlik ve memleketin geleceğine olan güven duygusunu tamamen kaybetme.
Sokağın gündemi ile Meclisin gündeminin, iktidar partisinin gündeminin bu kadar farklı olması aslında Türkiye’nin geldiği ve getirildiği noktayı gördüğümüzde sürpriz değil.
Bugün TÜRK-İŞ’in Genel Başkanı Sayın Ergün Atalay, HAK-İŞ Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan, DİSK Genel Başkanı Sayın Arzu Çerkezoğlu bizi ziyaret ettiler. 16 milyon çalışanın yalnızca 2,5 milyonu sendikalı. Türkiye’de ocak ayından beri 17.002 liraya mahkûm ettiğiniz asgari ücretliler toplam çalışanların yarısı. “Emeklilere 33 milyar lira ilave para aktarıyoruz.” diyerek verdiğiniz 12.500 lirayla emeklilerimizin yarısı sefalet içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar ama ne gam siz bu turuncu koltuklarda gününüzü gün etmeye, halkın gündemini saptırmaya devam ediyorsunuz.
Bakın, OECD’nin Yaşam Raporu yayınlandı. Buna göre, Türkiye, gelir dağılımının en bozuk olduğu 4’üncü ülke. OECD diyor ki: “Bir taraftan Türkiye’de bazıları zenginleşiyor, bir kısmı da yoksullaşıyor.” Dediğim gibi, sizin için ne gam!
2019’dan sonra yaşam koşullarının en çok zorlaştığı ilk ülke OECD sıralamasında 1’inci Türkiye. Son dört yılda geçimini sağlamakta zorlanıyor insanlar. Aç öğrenci sıralaması, o entelektüel cehaletini ve ihanetini buradan ortaya koyan Millî Eğitim Bakanına sesleniyorum: Türkiye’de yeterli parası olmadığı için son otuz gün içerisinde yemek yiyemeden okula gidenlerin oranı yüzde 20. Umursuyor musun? Bunun için bir önlem alıyor musun? Yoksa sağda solda saçma ideolojik düşüncelerini kasmaya devam mı ediyorsun?
Isınamıyor yurttaşlarımız. Türkiye’de yurttaşlarımızın yüzde 20’si evini ısıtamıyor ve bundan muzdarip. İstihdam, eğitim ve öğretimde olmayan gençlerin oranı OECD’de yüzde 10, bu memlekette yüzde 25. Bu bir utanma vesilesi olabilir mi? Bu acaba biraz utanmak ve susmak vesilesi olabilir mi?
Bakın, kamu kuruluşlarında ve tüm memlekette yolsuzluk 100 üzerinden 66 olmuş yani OECD’nin yolsuzluk sıralamasında Türkiye 1’inci sıraya geçmiş. Ne gam! Bunların tamamı utanmayı, bir miktar susmayı ve istifa etmeyi gerektiren işlerdir ama hiç durmaksızın konuşma gibi bir hastalığınız var.
Gelelim adaletin durumuna. Bakın, Ekrem İmamoğlu’nun yarın, 20 Kasım günü Büyükçekmece Adliyesinde bir başka davası vardı; bu “ahmak davası” değil, bu da ihale davası. 2014 ile 2019 yılları arasında Belediye Başkanlığı yaptı Ekrem İmamoğlu. 2019’da İstanbul’u kazandı, 2020’de inceleme başlattınız ve 2015’te yapılmış ihalenin 2020 yılında soruşturmasını başlatmaya niyetlendiniz.
Danıştay dedi ki: “Ortada zarar yok ve Belediye Başkanının sorumluluğu yok.” İzin vermedi, ona rağmen soruşturmayı sürdürdünüz. İddianameyi yedi yıl sonra 2022’de düzenlediniz; davayı 2023’te, sekiz yıl sonra açtınız. Bunun ilk 6 duruşmasını yaptık, son duruşma 2 Ekim 2024 tarihindeydi. 2 tane bilirkişi raporu geldi; kamu zararı yok, tam tersine kamu yararı uğratılmıştır. İlk derece mahkemesinde bilirkişi dedi ki: “Belediye Başkanının bu işte zaten dahli yok.” Döndü hâkim, savcıya sordu: “Mütalaanız hazır mı?” Savcı dedi ki: “Mütalaamız hazır değil, süre istiyorum.” 20 Kasıma duruşma verdi. Şimdi, o savcı ne yapmış biliyor musunuz? 19 ve 20 Kasım tarihlerinde rapor almış, rapor yani yeniden mütalaa vermeyecek. Ben soruyorum; derdiniz ne, bu hâkimi de mi değiştireceksiniz yani ilk derece mahkemesinde yaptığınız gibi, istinafta yaptığınız gibi burada da mı hâkimi değiştireceksiniz?
Ben söyleyeyim size; adliye koridorlarından mahkemeyi, savcıyı araçsallaştırarak, hukuku kullanarak siyaseti dizayn edemeyeceksiniz. Bu memleket, Esenyurt’ta olduğu gibi, Türkiye’nin her yerinde en son 2024’ün 31 Martında yaptığı gibi size dersinizi verecek.
Kaçmayın, gelin erken seçime, bir an evvel bunun hesabını yapalım, memleketi kurtaralım.
Son sözüm, Adana’dan yansıyan bir fotoğraf. Yanımda Mersin Milletvekilimiz Gülcan Kış arkadaşım var. Adana’da görevliydi, pazarda bir domates tezgâhına gidiyor, domates tezgâhında bir fiyat olur değil mi? Hayır, 3 tane fiyat var; biri 30 lira, biri 15 lira, biri 5 lira. Vatandaşı çürük domates yemeye mahkûm ettiniz, hâlâ utanmadan konuşuyorsunuz! Yazıklar olsun!
Sosyal Medya Hesaplarımız