Değerli milletvekili arkadaşlarım, sizlerin bir kısmıyla dün gece saat 24.00 itibarıyla buradan ayrılmıştık. Sizler gittiniz, biz burada kalmaya devam ettik; arkadaşlarımız saat 08.30’a kadar gece vardiyasında nöbetlerini tuttular, sabah 08.30’dan itibaren bir başka arkadaş grubumuz nöbeti devraldı ve nöbeti tutmaya devam etti.
Yani Türkiye’de bir yargı krizi üzerinden başlayan derin devlet krizi varken, yargı unsurları Türkiye Büyük Millet Meclisine ayar vermeye kalkışırken, Anayasa Mahkemesi üyeleri gayrimillî, Batıcı ve terörist olmakla suçlanırken
Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu gündem edememe durumunu sürdürmekte, üzülerek ifade ediyorum ki âdeta ölü taklidi yapmakta,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığını ve onurunu korumak için grup olarak mücadele etmeye devam etmektedir. Bu nöbetlere ziyaretimize gelerek destek veren tüm milletvekili arkadaşlarıma da huzurlarınızda teşekkür etmek isterim.
Buraya tekrar döneceğim ancak bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 40’ıncı yıl dönümü. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin 8’inci Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in bugün törenlerde olduğunu ifade etmek isterim ve törenlerde bulunan tek Genel Başkan da Sayın Özgür Özel’dir. Niye özellikle 8’inci CHP Genel Başkanı vurgusu yapıyorum çünkü Cumhuriyet Halk Partisinin 3’üncü Genel Başkanına ve CHP-MSP hükûmetine de bir atıf yapacağım. Bundan kırk yıl evvel, rahmetli
Bülent Ecevit ve rahmetli MSP Genel Başkanı Necmettin
Erbakan başkanlıklarında kurulan CHP-MSP hükûmeti Amerika’nın bütün tehditlerine ve “Yapmayın.” demelerine rağmen Kıbrıs’a bir barış harekâtı gerçekleştirdiler ve Karaoğlan’ın şu sözü tarihe geçti: “Biz yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış götürmek için adaya gidiyoruz.” Bu söz tarihi bir sözdür, bu söz aynı zamanda nasıl antiemperyalist bir tutum alınır bunun da canlı tanığıdır. Hani bugünlerde “Nasıl bir araya geliyorsunuz?” diyorlar ya işte o gün de antiemperyalist bir tutum alınması gerektiği zaman CHP ve MSP birlikte bu tutumu aldılar, gerçekleştirdiler ve Kıbrıs’a barışı getirdiler. Demek ki antiemperyalizm yalnızca bir nutuk atma sürecinden öte aynı zamanda bir faaliyet gösterme, bir icraat yapma meselesidir. Yine, o günlerden ifade edelim “Haşhaş ekemezsiniz.” diyenlere Türkiye’nin kontrollü alanlarında şakır şakır haşhaş ektirmiştir ve “Siz bizim ne ekeceğimize karışamazsınız.” demişlerdir. Bunu da antiemperyalist bir tutum olarak tarihe not olarak geçmişlerdir. Peki, burada ne gördü bu Meclis? Arkadaşlar, burada bu Meclis 1 Mart 2003 tarihinde
100 bin Amerikan askerinin Türkiye sınırlarından Irak’a geçerek olmayan kimyasal silahları bulma bahanesiyle ilgili bir tezkereyi oylamayı kalkıştı ve burada Cumhuriyet Halk Partisi ve AKP’den oluşan iki partili yapıda CHP Grubunun tümüyle, AKP’den de bazı milletvekili ve bakanların bizimle beraber hareket etmesiyle bu tezkere reddedildi. Ama dönemin
AKP Genel Başkanı, Başbakanı ve milletvekilleri bu tezkereye olumlu
oy verdiler. Eğer bu tezkere bu Mecliste kabul edilmiş olsaydı Irak’ta öldürülen 1 milyon sivil masumun kanının bir kısmı bizim ellerimize de bulaşmış olacaktı.
Ben burada, 1 Mart 2003’te “hayır” oyu veren Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuza ve bizimle beraber “hayır” oyu veren ve sonra siyasal yaşamları bitirilen AKP’li bakan ve milletvekillerine de teşekkür etmek isterim.
Son sözüm de şudur: 10 Kasım tarihinde yani bundan yalnızca beş gün evvel yine Anayasa Mahkemesinin önündeydik, CHP hep gider ya; siz böyle yaptığınız sürece biz oraya gitmek durumunda kalıyoruz. Sebep ne? 16 milyon emeklinin yarısına 7.500 liralık yoksulluk ücretini layık gördünüz, çocuklara verilecek harçlık düzeyinde 5 bin TL’yi emekli ikramiyesi olarak verdiniz ama burada da çalışan emeklilere bu parayı çok gördünüz. Örneğin,
Çiftçi Kayıt Sistemi‘ne dâhil olan on binlerce, yüz binlerce çiftçi emekli kardeşimiz bu parayı sayenizde alamıyor, bunun için de Anayasa Mahkemesine gitme gereği duyduk. Türkiye böyle yönetilemez arkadaşlar; böyle adaletsiz, böyle ilkesiz tutumlarla Türkiye yönetilemez.
Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi gündemine hâkim olma konusunda, o kürsüden yaptığımız konuşmaların gerçekten hayata geçmesini diliyor ve tüm arkadaşlarımıza yararlı bir çalışma gününü diliyorum.
Sosyal Medya Hesaplarımız