CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında yürürlüğü durdurma ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduktan sora AYM önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. CHP’li Günaydın, AYM’nin iş yükünün yoğunluğuna ve ağırlığına rağmen özellikle kamuoyunun gündemini meşgul eden, daha öne çıkan konularda öncelikli bir gündem oluşturması ve daha hızlı karar almasının son derece önemli olduğunu ifade etti. Günaydın, şunları dile getirdi:
“Bunun yanında aldığı kararların bazen 5-6 ay sonra Resmi Gazete‘de yayımlanması gibi bazı durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu da kamuoyu vicdanını yaralamaktadır. Ayrıca örneğin 1 No’lu CMK‘da olduğu gibi 6 yıl sonra verdiği kararla çok sayıda düzenlemenin anayasaya aykırılığını hükme bağladıktan sonra 9 aylık bir geçiş dönemi daha tanıması, bir kere daha Türkiye’nin anayasal düzeni açısından arzu ettiğimiz bir durum değildir. Bunu dün Meclis’te paylaşmıştık, bugün de Anayasa Mahkemesi’nde yaptığımız görüşmelerde bu konuyu dile getirdik.”

‘CHP HAZİRAN 2023’TEN BU YANA 39 YASA VE CBK HAKKINDA AYM’YE GELDİ’
“1 Haziran 2023 tarihinden bu yana Cumhuriyet Halk Partisi 39 yasa ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hakkında Anayasa Mahkemesi’ne gelmiştir. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin arzu ettiği bir şey değildir; bu gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, gerekse Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ne denli Anayasa’ya aykırı düzenlemelerin sıklıkla yapıldığının bir işaretidir. Anayasa Mahkemesi de geç de olsa bunlarda iptal kararları vermekte ve bu da Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır. Diğer taraftan 1 Ekim 2024 tarihinden bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden 8 yasa geçti. Bu 8 yasanın tamamı için Anayasa Mahkemesi hazırlıklarımızı sürdürüyoruz, bunların da Anayasa’ya aykırı olan hükümlerinin yürütmenin durdurulması ve iptallerine yönelik başvurularımızı yapacağız.”
‘AYM’YE GELMEDEN ETKİN MUHALEFET İLE PEK ÇOK DÜZENLEMEYİ ÇIKARTTIK’
Bugüne kadar şunu ifade etmek isterim arkadaşlar; Anayasa Mahkemesi’ne gelmeden evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nin etkin muhalefeti ile iktidar partisinin komisyonlardan geçirdiği, Genel Kurul’a getirdiği ancak kapsamından çıkartmak zorunda kaldığı bazı düzenlemeler var. Bunları sizinle paylaşmak isterim. Örneğin Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda müfettişlerce mesleki yetersizliği tespit edilen öğretmenlerin hizmet sınıfının değiştirilmesi hükmünü kapsamından çıkarttırdık. Yine benzer bir şekilde 1956 yılından beri yapılan kamulaştırmalarda maliklere düşük bedel ödenmesi uygulamasını kapsamından çıkarttırdık. 9. Yargı Paketinde kadının soyadına ilişkin yanlış düzenleme muhalefetimizde kapsamdan uzaklaştırıldı. Bazı şirketlere TMSF’nin kayyum olarak atanması ve yine aynı şekilde etki ajanlığı düzenlemesi -ki bunlar kamuoyu tarafından aylarca tartışılmıştı- kapsamdan çıkartıldı ve kanunlaşmadı, Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Mülkiye müfettişlerine, neredeyse Cumhuriyet savcılarına verilmiş yetkilerin sağlanmasına yönelik düzenleme, yurt dışında bazı derneklere idari, mali, teknik destek sağlanmasına yönelik düzenleme, çarşı ve mahalle bekçilerinin üst ve araç arama yetkisiyle donatılması, imar hakkı aktarımının iller arasında da yapılabilmesine yönelik düzenlemeler ve nihayet TMMOB‘nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından denetlenmesi ve adeta bakanlığın Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’ne kayyım olarak atanmasına yönelik düzenlemeler de kapsamından çıkartıldı. Bunların demokratik Türkiye açısından son derece yararlı ve etkin çalışmalar olduğunu kamuoyunun bilgisine sunmak isterim. Bugün biraz evvel yanımda bulunan heyet ve arkadaşlarımla beraber Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin hazırlamış olduğumuz dilekçemizi Anayasa Mahkemesi’ne sunduk. Burada milletvekili arkadaşlarım var, aynı zamanda Eğitim Sen’in Sayın Genel Başkanı ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız da yanımızda.

CHP’Lİ ÖZÇAĞDAŞ İPTAL VE YÜRÜRLÜLÜK DURDURMA TALEPLERİNİ AÇIKLADI
CHP’li Günaydın’ın konuşmasının ardından hangi maddelere ilişkin iptal ve yürürlük durdurma talebinde bulunulduğunu CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, şöyle açıkladı:
“Bu yasama döneminin en uzun süre tartışılan, toplumda en çok karşılık gören bir kanun teklifini bugün Anayasa Mahkemesi’ne getirmiş bulunuyoruz. 1,2 milyon öğretmeni, 1 milyon atanmayan öğretmeni, 19 milyon çocuğu doğrudan, yakınlarıyla birlikte neredeyse Türkiye’nin tamamını ilgilendiren bir kanun teklifini konuşuyoruz. Tabii kanun teklifi bu haliyle ne öğretmenlerimizin sorunlarını çözüyor, ne onların itibarlarını kaybetmelerine, yoksulluk seviyesinin altında yaşamalarına bir çözüm getiriyor, haklarını tanımlıyor, ne özel sektör öğretmenlerinin kaybettiği hakları tanımlıyor; depremzede öğretmenlerin, rehber öğretmenlerin ve benzeri meslek gruplarının, okul müdürlerinin, müfettişlerin yaşadıkları sorunlara çözüm getiriyor. Yani milli eğitim sistemimizi iyileştirmiyor. Ama tabii ki Anayasa Mahkemesi’ne itirazlar çıkan kanun üzerinden oluyor.
Dolayısıyla öncelikle şunu söylemek gerekir: İki yıl önce kabul ettikleri 12 maddelik kanun teklifinin geri döndüğü gibi, maalesef 1.2 milyon öğretmenimizin ve bütün öğretim sisteminin sorunlarını çözmeyen bu kanun teklifi de Anayasa Mahkemesi’ne gelmiş bulunuyor. 18.10.2024 tarihli ve 32696 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 10 Ekim 2014 tarihli ve 7528 sayılı Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na ilişkin Anayasa Mahkemesi nezdinde yürürlüğü durdurma istemli iptal davası açtık. İptal ve yürürlüğü durdurma taleplerimiz ile ilgili gerekçeler aşağıdaki gibidir, sizlere hızlıca özetlemek istiyorum:
1- Öğretmenlerin kullanacağı okul dışı imkanların kapsamının belirsiz olması.
2- Masumiyet karinesinin aksine hazırlık eğitimine alınacaklar, akademi ile ilişiği kesilecekler, öğretmenliği sona erecekler bakımından ilgili hakkında yürütülen yargılamanın kesin hükümle sonuçlanmasının beklenilmemesi.
3- Kamu hizmetine alımda liyakat esası yerine siyasi saiklerin gözetilmesine neden olacak biçimde hazırlık eğitimine alınacaklar ile sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecekler hakkında 7315 sayılı Kanun’a göre güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması.
4- Hazırlık eğitimi sırasında yapılacak değerlendirmeler yönünden somut ölçüt öngörülmemesi ve başarısız olanların akademi ile ilişiğinin kesilmesi.
5- Suç ve cezaların kanuniliği aksine öğretmen adaylarına, öğretmen ve yöneticilere uygulanacak disiplin cezaları ile bu cezalara karşılık gelen fiil ve davranışların belirsiz olması; disiplin kurulunun kuruluşuna ve muhakkik görevlendirilmesine ilişkin hususların keyfi uygulamalara neden olacak biçimde idarece tespit edilmesi.
6- Kişisel verilerin korunması isteme hakkının aksine, disiplin kurulunun ilgili hakkında her türlü bilgi ve belgeyi toplayabilmesi.
7- Aile hayatının korunması hakkının aksine evlilik mazeretiyle öğretmenlerin yer değişikliği yapamaması.
8- Kanuni ölçüt öngörülmeksizin valiler tarafından öğretmenlerin ildeki görev yerlerinin belirlenmesi ve norm kadro fazlası olan öğretmenlerin atamalarının yapılması.
9- Görev tanımı yapılmaksızın öğretmenlik mesleğinin öğretmen, uzman, öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılması. Masumiyet karinesinin aksine kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunanların uzman öğretmen ve başöğretmen unvanı alamaması. Akademi tarafından uzman ve başöğretmenlik için düzenlenen eğitimlerin belirsiz olması.
10- Liyakat esasının aksine yöneticilere sözlü sınav yapılması. Kanuni ölçüt öngörülmeksizin yöneticilerin vali onayı ile görevlendirilmesi.
11- Özel program ve proje uygulanan eğitim kurumlarında yapılacak öğretim elemanı ile öğretmen atama ve görevlendirmede genel hükümlerin uygulanmaması öngörülmek suretiyle bir istisna alanı oluşturulması.
12- Kamu yararı olmaksızın ve yükseköğretim kurumlarının kuruluş ilkesine aykırı biçimde Milli Eğitim Akademisi’nin kurulması.
13- Kanuni ölçüt olmaksızın Milli Eğitim Akademisi’nin ve akademik kurulun, öğretmen, yönetici ve diğer personelin sahip olması gereken yeterlilikleri belirlemesiyle akademik kurulun üye yapısı.
14- Aday öğretmen yetiştirme programının içeriğinin belirsiz olmaması.
15- Şu alt başlıkların kanuni ölçüt öngörülmeksizin Milli Eğitim Bakanlığınca veya Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenmesi. Bunlar:
– Öğretmenlerin ve yöneticilerin hak, ödev ve sorumlulukları,
– Öğretmen olarak istihdam edilecek yerde aranacak nitelikler,
– Öğretmenlik alanlarına kaynak teşkil edecek yükseköğretim programları,
– Öğretmenlik Mesleği. Yeterlilikleri. Hazırlık Eğitimine ilişkin hususlar,
– ÖSYM tarafından yapılacak sınavlarda alınması gerekli puan,
– Hazırlık eğitiminde başarıya ilişkin hususlar,
– Disiplin Kurulunun görev ve sorumlulukları ile disiplin cezalarının uygulanmasına ilişkin hususlar,
– Hizmet puanına ilişkin usul ve esaslar,
– Öğretmenlerin isteğe ve mazeret durumlarına bağlı yer değiştirme suretiyle atamaları,
-Öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılmasına ilişkin hususlar,
– İlk kez ve yeniden yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak şartlar,
– Özel program ve proje uygulanan eğitim kurumlarına yönetici görevlendirilmesi ve öğretmen atanması,
– Akademi İzleme ve Yönlendirme Kurulu üyelerinin belirlenmesi,
-Milli Eğitim Akademisi’nin işleyişine İlişkin Usul ve Esaslar Anayasa Mahkemesi’nin takdirine sunulmuştur ve yürütmeyi durdurma ve iptal hakkında talep yapılmıştır.”
Sosyal Medya Hesaplarımız