Ekonomi Çöktü, Türkiye Yönetilemiyor, Halk Sandık İstiyor!

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, enflasyonun resmi rakamların çok üzerinde olduğunu belirten Günaydın, milyonlarca vatandaşın açlık sınırının altında yaşadığını vurguladı. İşsizliğin arttığını, bireysel borçlanmanın rekor seviyeye ulaştığını ifade eden Günaydın, hükümetin baskı politikalarıyla halkı susturmaya çalıştığını ancak vatandaşın sandık istediğini ve seçimde hesap soracağını söyledi.

‘Ekonomi çöktü, vatandaş yarınını göremiyor’
TBMM Genel Kurulu‘nda söz alan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Türkiye’nin ekonomik olarak yönetilemediğini ve vatandaşın giderek daha büyük bir yoksulluğa sürüklendiğini belirtti. Resmî enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Günaydın, “Ramazan sepeti geçen yıla göre yüzde 70 zamlandı ama siz asgari ücrete sadece yüzde 30 zam yaptınız. En düşük emekli maaşı sadece 14.464 TL‘ye çıktı. İnsanlar açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor” dedi.

‘İşsizlik ve borçlar rekor seviyede’
İŞKUR‘un verilerine göre 2024 yılında 1 milyon 661 bin kişinin işsiz kaldığını hatırlatan Günaydın, “Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,2’ye ulaştı. 11 milyon vatandaşın evine tek kuruş para girmiyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları sadece bir haftada 59,7 milyar lira arttı, toplam borç 4 trilyon liraya dayandı. İnsanlar aç, perişan ama iktidar ‘Her şey yolunda’ diyor” ifadelerini kullandı.

‘Halk erken seçim istiyor’
Günaydın, Türkiye’de yurttaşların büyük bir çoğunluğunun sandık istediğini belirterek, “Halkın yüzde 70’i erken seçim istiyor. ‘Yönetemiyorsunuz, değişim istiyoruz’ diyor. Ama siz baskı ve korku iklimiyle bu gerçeği örtmeye çalışıyorsunuz” dedi.

‘İktidar baskı politikalarıyla muhalefeti susturmak istiyor’
Hükümetin ekonomik çöküşe çözüm üretmek yerine muhalefete baskıyı artırdığını belirten Günaydın, “İşçinin hakkını savunan BİRTEK-SEN Genel Başkanı’nı tutukluyorsunuz, gazetecilere 15 yıla varan hapis cezaları veriyorsunuz, muhalefeti sindirmek için her yolu deniyorsunuz. Ama sokaklar, meydanlar anayasal haklarını kullanan insanlarla dolacak ve sandıkta ‘Yeter artık!’ diyen vatandaşın iradesi kazanacak” diye konuştu.

‘İktidar, kendi kurduğu düzene bile sadık değil’
Hükümetin çelişkili politikalar yürüttüğünü belirten Günaydın, “Siz bir yandan İmralı’dan DEM’e hat kurarken, diğer yandan muhalefeti terörle ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz. HDK yıllardır var olan bir yapı ama şimdi onu ‘terör örgütü’ ilan ediyorsunuz. Kendi kurduğunuz düzenin bile arkasında duramıyorsunuz” dedi.

‘Halk sandıkta hesap soracak’
Günaydın, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntıları görmezden gelen iktidarın 31 Mart seçimlerinde büyük bir yenilgiyle yüzleşeceğini belirterek, “Kum saati işlemeye başladı, bu tarihin size kıldığı kaderden kaçamayacaksınız. Vatandaş artık demokrasiyi ve ekonomik refahı geri istiyor” diyerek hükümete çağrıda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın 18 Şubat 2025 Pazartesi günü T.B.M.M. Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşanın tam metni;

Türkiye çok ciddi bir iktisadi krizin tam ortasında bulunuyor ve yurttaş artık yarınını öngöremez durumda. “Türkiye’de bu yılın sonunda enflasyon yüzde 24 olacak.” deniliyor ama asgari beslenme için gerekli olan bir Ramazan sepetinin geçen seneye göre yüzde 70 oranında zamlandığını biz hep beraber biliyoruz. Demek ki TÜİK’in ortaya koyduğu kuyruklu istatistikler, memleketin gerçeğini gizlemeye yetmiyor: Enflasyon yüzde 70’lerde, biz bunu reel olarak biliyoruz ama siz asgari ücrete yüzde 30 zam yaptınız, insanlar 22 bin lira alacaklar yıl boyunca. Siz en düşük emekli aylığına yüzde 15 zam yaptınız, 14.464 lira alacak insanlar altı ay boyunca. Dolayısıyla, memleket fakruzaruret içerisindedir. Peki, bu memleket gerçekten üretemeyen bir memleket mi? Ülke gayrisafi mili hasıla üretimi açısından kıyaslandığında dünyanın 20’nci ya da 21’inci büyük ekonomisi. Peki, nasıl oluyor da dünyanın 20’nci ya da 21’inci büyük ekonomisinde 30 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor? Çünkü siz bir grup adamı zenginleştirirken milyonlarca insan bir çorba kaynatmaya hasret kalmış durumda.

Bakın, işsizlikle ilgili söylediklerinizi biliyoruz, mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,6’yken geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,2 yani 11 milyon vatandaşın, bırakın asgari ücreti evine para girmiyor, işsiz. İŞKUR’un verilerine göre 2024 yılında 1 milyon 661 bin kişi işten çıkarıldığı için İşsizlik Sigortası Fonu’na işsizlik ödeneği alabilmek amacıyla İŞKUR’a başvurdu. Ne gam, siz “işsizlik düşüyor.” deyin “Yoksulluk yok.” deyin; bunu muhalefetin söylemi olarak tanımlayın. 27 Aralık-3 Ocak günleri arasında haftada, vatandaşın bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartları borçları yalnızca bir haftada 59.7 milyar lira daha artarak 3 trilyon 998 milyar liraya yükseldi. Takibe alınan kişi sayısı geçen yıl ocak-kasım dönemine göre yüzde 39 oranında artarak 1 milyon 663 bin kişiye çıktı.

Şimdi, bunlar yönetilemeyen bir ülkenin gerçeğidir ve vatandaş ne yaşadığını bildiği için, beyaz camdan anlatılan hikâyeleri yok saydığı ve kendi gerçekliğine döndüğü için yüzde 70 oranında erken seçim istiyor. “Getirin sandığı, yönetemiyorsunuz, artık başka bir yere dönelim.” diyor. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Siz işçinin hakkını savunan BİRTEK-SEN Genel Başkanını tutukluyorsunuz. Siz emekçinin alın teriyle para kazandığı madeni yandaşlarınıza peşkeş çekmek için Çayırhan’ı yeni bir özelleştirme sürecine sokuyorsunuz, madenci yollarda. Siz gazetecilere on beş yıla varan hapis cezalarıyla özgür basını susturmaya çalışıyorsunuz. Siz bütün bu çerçeve içerisinde bir baskı ortamı yaratarak, bir terörize ortam yaratarak muhalefeti ve halkı bastırabileceğinizi sanıyorsunuz.

Arkadaşlar, ifade edelim: Her siyasal parti, yasal siyasal partilerle her türlü anlaşmayı yapabilir. Siz İmralı’dan DEM’e hat kuruyorsunuz ama aynı zamanda Kent Uzlaşısı’nı bir terör suçu olarak görüyorsunuz. Arkadaşlarım ifade ettiler;  “HDK” denilen bir kuruluş yıllardır bu memlekette varlığını sürdürüyor ama siz şimdi onu terör örgütü olarak tanımlayıp üzerinden işlem tesis etmeye çalışıyorsunuz. Ben ifade edeyim: Bu memleketin en az yüzde 50’si her türlü rıza ve zor mekanizmanıza rağmen size ikna olmadı, size biat da etmedi. O sokaklar, meydanlar anayasal haklarını kullanan insanlarla dolacak, o sandıklar “Yeter artık!” diyen vatandaşın oylarıyla dolacak ve tıpkı 31 Mart 2024’te olduğu gibi yaptıklarınızla yüzleşeceksiniz. 

Kum saati çalışmaya başlıyor ve bu tarihin size kıldığı kaderden kaçamayacaksınız. Bizim tek endişemiz vardır; memleket daha fazla zarar görmesin, vatandaş daha fazla mutfağının derdine, demokrasinin derdine düşmesin. 

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. 

Teşekkür ederim.